Evet ben de Türkiye'de yaşıyorum. Başlık o yüzden böyle. Türkiye'de iyi bir pozisyonda çalışmanın sır bir kelimesi var "hemşehri".

 Aslında bakarsanız bir tane sır kelime yok ama ben en çok buna rastladım. Normal şartlarda bu kelimeler "dayısı, torpili, arkadaşı" gibi uzayıp gidiyor. Son zamanlarda resmi kurumlarda birkaç işim oldu. Denizli'de yaşayan biriyim ve işlerimi Denizli'deki resmi dairelerde görüyorum. İşimin olduğu pozisyonlardaki kişilerle de sohbet etme şansım oldu. Bu sohbetler sırasında iyi pozisyonlarda olan kişilerin, aslında yaptığı işlerle pek alakası olmadığı, hatta bilgisayar kullanmayı bile pek bilmediğini gördüm. Sohbet esnasında 2 ayrı kişiyle "Nerelisin?" muhabbeti döndü. Tesadüf olsa gerek iki kişiden de aynı cevabı aldım. Örnek olarak bu şehir Aksaray olsun. Kesinlikle bir art niyet düşünmedim ilk başta açıkçası. Sonrasında işimin bir üst kademede çözüleceğine kaanat getirdim ve sohbet etmiş olduğum kişilerin müdürlerinin yanına gitmek durumda kaldım. 

Yine aynı karakterlerden biri, bilgisayar kullanmayı bilmiyor, sorunu anlamakta güçlük çekiyor, çözüm üretemiyor. Bir yandan sorunu çözmeye çalışırken bir yandan da benimle sohbet ediyor. 

"Nerelisin abicim? Hiç buralılara benzemiyorsun." diye soru yöneltti bana, "Nereliye benziyorum?" diye ben sordum bu sefer. Bu soru karşısında "Ege tarafları ama Denizli değil gibi" dedi. Ben de "Evet, Aydınlıyım, siz nerelisiniz" dedim. Ne tesadüftür ki "Aksaraylıyım" cevabını aldım.

Göz göre göre, vergilerim "hemşehrilerin" cebine gidiyor.

Göz göre göre, hırıl hırıl çalışan insanlar yerine, "hemşehri" parayı cebine katıyor.

Bizler her şeyi görüyoruz sayın Hemşehriler!

Bizler sesimizi yükseltmek için yalnızca bekliyoruz!

Ve bizler sesimizi yükseltecek olursak, utancınızdan hiçbir yerde çalışamayacak duruma gelirsiniz. Bizim kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Ama siz düşünün bence; "Kaybedecek neleriniz var?"