Araştırmacı Yazar İbrahim Afatoğlu, “Denizli’nin Evliyaları ve Türbeleri” isimli araştırma kitabında Çivril’de bulunan evliyalara da yer verdi.
Dedeli Mescidi Türbesi; Çivril İlçesi, İğdir Köyü içerisinde, evler arasındadır. Kim olduğu ve ne zaman yaşadığı konusunda yazılı veya sözlü bir bilgi yoktur. Adını, on metre kadar aşağısında olan ve yukarıda fotoğrafını verdiğimiz “köy misafir odasından” almaktadır. Köy misafir odası; yolculukların yaya, binek hayvanları veya at arabası ile yapıldığı yıllarda, başka köy, kasaba ve şehirlere yolculuk yapanlarla, ticaret, ziyaret veya başka bir sebeple başka bir köyde geçici olarak kalmak zorunda olan insanların konaklayabilmesi için köy halkının imece usulü ile veya varlıklı ailelerin yaptırdıkları evlere “köy odası” veya “köy misafir odası” denilmektedir.
Bu misafir odaları, Halkın dini duygularını yoğun yaşadığı ve ibadetlerini artırdığı Ramazan aylarında, yetersiz gelen köy camileri ile birlikte teravih namazlarının kılındığı ibadethaneler (mescitler) haline getirilmektedir. Bazı köylerde mescit olarak da isimlendirilmektedir. İşte Çivril İlçesi’nin İğdir Dedeli Mescit Türbesi de ismini bu köy misafir odasından yani mescidinden almaktadır.
Misafir odası veya mescit, Türbenin on metre aşağısında, ulu bir dut ağacının altında, iki katlı hanay biçiminde, kerpiçten yapılmış, ahşap kırma çatılı, Marsilya kiremidi örtülü, ön tarafında da ana binaya bitişik bağımsız ikinci bir binadan oluşan, toprak sıvalı, kireç badanalı, onca yıla rağmen hala ayakta duran bir yapıdır.
Oğlu Hasan Şen’in anlatımına göre; 1960 öncesi, türbenin üzeri toprak örtülü ve bakımsız bir vaziyettedir. Köy eşrafından Ali Osman Şen adındaki vatandaş, üzerindeki toprak örtüyü kaldırmış, bu günkü şekilde ahşap kırma çatı yaptırmıştır ve esaslı bir bakım ve onarımdan geçirmiştir. Bundan çok memnun olan “Dede”, eşkire olarak Ali Osman Şen’in sırtına sıvazlayarak “Beni pislikten kurtardın” diyerek taltif etmiştir.
Türbe; içerisinde kara selvi, badem, akasya ağaçları olan 200 metre kare büyüklüğünde, çevrili bir bahçe içerisinde, 450 x 450 santimetre ölçülerinde, kare biçimli, ahşap kırma çatılı, Marsilya kiremidi örtülü, tek odalı, kerpiç yapılı, sergili, basit bir yapı niteliğindedir. Mimari ve teknik her hangi bir özelliği bulunmayan yapının, 60 santimetre kerpiç yapılı duvarları beton harcı sıvalı, kireç badanalıdır. Kiremidin tepesinde alem dikilidir. Güney istikametinde, 100 x 180 santimetre ölçülerinde, ahşap bir kapı ile giriş yapılmaktadır. Güney duvarında 30 x 30 santimetre ölçülerinde, küçük bir aydınlatma ve havalandırma deliği bırakılmıştır. Sunta çakılı olan tavanı 180 santimetre yüksekliğindedir. Süsleme sanatı olmayan binanın içinde, doğu – batı doğrultusunda, 90 x 180 santimetre ölçülerinde, üzeri seccade, başörtüsü, havlu ve Ayet-el Kürsü yazılı yeşil çuha ile örtülü bir sanduka görülmektedir. Tabanı beton kaplıdır. Sergili olan tek gözlü türbe binasının içerisinde dini metinler yazılı levha ve duvar halısı asılmış durumdadır. İçerisi elektrik enerjisi ile aydınlatılmaktadır.
İğdir Köyü’nde, Dedeli Mescit Türbesi’nden başka, Uşak yolu üzerinde, sağ tarafta, yoldan elli metre kadar içeride, 560 x 720 santimetre ölçülerinde 100 santimetre yüksekliğinde, 50 santimetre kalınlığında duvarla çevrili, içerisinde 160 x 500 santimetre ölçülerinde etrafı taşla çevrili, köyün kuzey istikametinde, hâkim bir tepede, “Çamdaki Dede” olarak isimlendirilen bir yatır vardır. Yatırın başında da çok yıllık ulu bir meşe ağacı görülmektedir. Etrafının çok elverişli olmasından dolayı yağmur dualarının burada yapıldığı söylenmektedir. Etrafındaki ağaçları kesenleri cezalandıran bir dededir. Köylünün birisi, Dede’nin etrafından bir ağaç kökü çıkarmış ve evine götürmüştür. Eşinin uyarmalarına rağmen geri götürmemiştir. Karısı ile otururken, bu laf dinlemeyen ve inancı zayıf olan köylüye Dede bir tokat vurmuş ve ağzı burnu kan içerisinde kalmıştır. Önce karısının vurduğunu zannetmiştir. Onun vurmadığını anlayınca, işin ciddiyetini anlayan köylü, getirdiği ağaç kütüğünü tekrar götürmüş ve Dede’nin mezarının başucuna toprağa gömmüştür. O ağaç kütüğü hala mezarın üzerinde durmaktadır.
Bundan başka, çarşı meydanında, kahvelerin altında, 300 metre kare kadar büyüklükte, bir metre yükseklikte taş duvar ile çevrili, “Müslüm Mezarlığı Dedesi” diye isimlendirilen, başka bir yatır daha vardır. Çevrili bahçenin içerisinde, iki tanesi yan yana, diğeri ayrı olmak üzere 3 adet mezar görülmektedir. Köyün bu üç koruyucu dedesinin kardeş oldukları, her cuma günü birbirlerine ziyaret ettikleri söylenmektedir.