Ceviz üretiminin yaygınlaştığı Karalar ve Gürpınar mahallelerinde ceviz hasadı başladı. Geleneksel yöntemlerin yanı sıra modern alet ve ekipmanlarında kullanıldığı hasat döneminde çiftçiler, ceviz fiyatlarının üreticilerin değil tüccar ve komisyoncular tarafından belirlemesinden şikayetçi.
Karalar mahallesinde 16 dekar arazide Chendler cinsi ceviz üretimi yapan kadın çiftçi Yasemin Güngör cevizin son yıllarda bölge çiftçisi tarafından tercih edilen bir ürün haline geldiğini belirtti. Bölgenin hava ve toprak yapısının ceviz üretimine elverişli olmasından dolayı çiftçilerin ceviz üretimine başladığını belirten Yasemin Güngör “Karalar ve Gürpınar mahalleleri kuru tarımın yaygın olduğu bölgeler. Bu bölgede bugüne kadar daha çok nohut, arpa, buğday, mercimek ve tütün gibi ürünler ekilirdi. Son yıllarda artan kuraklık ve küresel ısınma nedeniyle çiftçi bu ürünlerden istediği rekolteyi alamaz oldu ve yeni arayışlara yöneldi. Yaptığımız araştırmalarda hava ve toprak yapımızın ceviz yetiştirmek için elverişli olduğunu öğrendik” dedi.
“Ziraat mühendisinden destek ve bilgi aldık”
İlk cevizleri 10 yıl önce diktiklerini belirten Yasemin Güngör “ 10 yıl önce 16 dekar tarlamızda 350 adet ceviz fidanını toprağa diktik. Ceviz dikmeden önce Ziraat mühendisleri ve İl tarım Müdürlüğü ekiplerinden ceviz yetiştiriciliği hakkında bilgi aldık. Ceviz türlerini bakımı ve karşılaşabileceğimiz mevsimsel ve bitki hastalıklarını karşı eğitimlere katıldık. Benim tarlamda 350 adet Chendler cinsi ceviz var. Bu tür ceviz, ilk iki yıl içinde bile meyve verir bu meyveleri büyük küçük demeden toplanız gerek. Bunlar toplanmazsa ağaç yetişemez buna dikkat etmek gerek. Biz beşinci yıldan sonra hasat yapmaya ve satışa başaldık şimdi ağaçlarımız 10 yaşında artık ağaçlar gerçek randımanına kavuştu. Geçen yıl 5 TON hasat ettim bu yıl beklentimiz 6 Ton” dedi.
“Makine ile topluyor geleneksel yöntemle soyuyor”
Karalar mahallesinde ceviz hasadının Ekim ayı sonu ile Kasım ayının ilk haftalarında olduğuna dikkat çeken Yasemin Güngör "bizim mevsim ve toprak yapımız Çivril’e göre farklılık gösterdiği için hasat biraz geç olur. Benim 350 ağacımın hasadı yaklaşık 10 gün sürüyor. Toplama işini tarktör ve makine ile yapıyoruz ancak soyma işini geleneksel yöntemle yapıyoruz” dedi.
“Elle soyulan ceviz kararma yapmıyor”
Ceviz hasadının 10 gün sürdüğünü soyma ve kurutma işlerinin tamamlanması ile satışa hazır hale geldiğini belirten Yasemin Güngör “toplamayı traktörün arkasına bağladığımız makineler ile yapıyoruz. Toplanan cevizler yine traktör ile soyum ve kurutma yapılacak yere taşıyoruz. Cevizin kabuğunu soymak için genellikle makine kullanılıyor ancak biz kabuk soyumunu elle yapıyoruz” dedi.
Elle soyulan cevizlerde kararma olmadığını belirten Yasemin Güngör “soyma makinesi hızlı ve maliyeti düşüren bir yardımcı alet ancak makinede soyum yaparken kullanılan su cevizin içine geçiyor buda üç dört ya da biraz daha uzun zamanda cevizde kararma yapıyor. Biz bunun önüne geçmek için elle soyum yapıyoruz. Toplama iki günde bitiyor ancak soyum yaklaşık bir hafta sürüyor. Bu hem satış zamanının uzamasına hem de çalışan işçiler nedeniyle maliyetimizin yükselmesine neden oluyor” dedi.
“Bölge Kadınına İstihdam olanağı”
Soyum işinde kadınların çalıştığına dikkat çeken Yasemin Güngör “ceviz soymayı kadınlar yapıyor. Tarladan gelen cevizler kadınların elinde yeşil kabuğundan ayrılıyor. Sabah erken saatlerde başlayan soyum işi öğleden sonrasına kadar devam ediyor. Soyulan cevizler erkek işçiler tarafından kurutma alanlarına götürülere sergilere dökülüyor. Soyma işinde yaklaşık 15 kadın 10 gün boyunca emek veriyor. Toplama, tarladan soyum alanına nakliye ve sergiye dökme işinde de erkekler görev alıyor. Ceviz sezonunda en az 15’i kadın yaklaşık 20 kişi çalışıyor. Bölgede ki kadınlara iş ve gelir imkanı oluyor” dedi.
“Çiftçilikte yetiştirmek değil değerinde satmak zor ve yorucu”
Ceviz yetiştiriciliğinin her tarım ürünü gibi zahmetli ve maliyetli bir iş olduğunun altını çizen kadın çiftçi Yasemin Güngör “ceviz yetiştiriciliği diğer tarım ürünleri yetiştiriciliği gibi maliyetli ve zahmetli bir iş. Maliyetin çok yüksek olmasının yanında üreticiyi asıl yoran ürettiği ürününün satış fiyatını kendinin belirleyememesi, tüccar ve komisyoncuların fiyatta belirleyici olması. Ürünü yetiştirirken yaptığımız maliyeti biz biliyoruz ama satarken satış fiyatını başkaları belirliyor en zor olanı da bu. Tüccarlar kendi aralarında ağız birliği yaptığı anda çiftçinin malı ya elinde kalıyor ya da tüccarın istediği fiyattan satılıyor. Üretmek değil ürünü değerinde satmak zor” dedi.
Son beş yıldır ürünlerini toptan sattığını belirten Yasemin Güngör “çiftçi ve üretici hasat ettiği cevizi kuruttuktan sonra tüccara numune gönderiyor ve gelecek fiyatı bekliyor. Tüccar alacağı fiyatı söylüyor, çiftçiye kaça satacaksın diye sormuyor. Hasada kadar mazot, gübre ve işçi maliyetini omuzlayan çiftçi çoğu zaman gelen fiyatı kabul ediyor ve yetiştirdiği ürünü başkalarının belirlediği fiyata satıyor. Ben beş yıldır ürünümü toptan satıyorum” dedi.