Denizli Yörükleri Derneği tarafından düzenlenen, ‘Denizli Yörüklerinin Sarnıcı Göç Yolunda, Türbesi Dağ Başında Olur’ konulu söyleşi, Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan Denizli Yörükleri Derneği Başkanı Yaşar Celal Ceylan, “Denizli’de Yörük kültürünü yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarmak için elimizden geldiğince çalışıyoruz. Bu yola çıktığımızda bir avuç insandık, şimdi salonlara sağmıyoruz. Ekibime ve dernek üyelerime çok teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.
Sarnıçlar İle İlgili Bilgiler Paylaştı
Söyleşiye konuşmacı olarak katılan araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu, Yörüklerin göç yollarıyla ilgili bilgilendirmede bulunan Afatoğlu, su sarnıçlarının sadece su ihtiyacının karşılanan yerler olmadığına önemle dikkat çekti. “Sarnıçlar; insanların ve hayvanların su ihtiyaçlarını karşılamak üzere, kar ve yağmur sularını biriktirmek amacıyla, özellikle dağlarda, ovalarda ve göç yolları üzerinde inşa edilmiş tarihî, mimarî, coğrafî, kültürel ve faydasal değeri olan su yapılarıdır. Yaptığımız araştırmalara göre Tavas’ta 66, Kale’de 10, Beyağaç’ta 7, Çal’da 71, Güney’de 31, Acıpayam’da 5, Çardak’ta 2, Merkezefendi ilçesinde 1 olmak üzere, Denizli’de toplam 193 sarnıç bulunmaktadır. Bu sarnıçlar mimari, tarihi, coğrafi, kültürel değer ve yaban hayatın korunması açısından yaşatılması gereken su yapılarıdır. Çünkü sarnıçlar, ihtiyaç sahiplerine su sağlayan basit su depoları değildir. Sarnıçlar, “ab-ı hayat”ın muhafaza edildiği hazine yapılarıdır. Bu hazine yapılarının içerisinde yörenin mimarî anlayışının ifadesi, suya verilen kutsallık ve önemin ölçüsel değeri vardır. Zekat ibadetinin ifasında ulaştığı en cömert ihsanı, yöresel tarihin düştüğü not vardır” dedi.
“Sarnıçlar Can Suyudur”
Yoğunlukla taştan yapılan sarnıçların “Konar-Göçer Yörük” kültürünün önemli değerlerinden biri olduğuna dikkat çeken Afatoğlu, “Sarnıçlar, ıssız dağ başlarında uçan ve kaçan hayvan ve haşeratın sebeb-i hayatıdır. Sarnıçlar, kervan yollarından geçen ve göçen yolcuların vuslat umududur. Ve yine sarnıçlar, ova diplerinde nev-i nebatatın can suyudur. Sarnıçlar, Türk-İslâm Kültürü’nde, suyun değerini en iyi anlayan ve anlatan su yapılarıdır. Tanımayan sevmez, sevmeyen sahip çıkmaz, sahip çıkmayan da korumaz. Bu topraklarda yaşadığımızın nişanesi ve Anadolu’da az sayıda olan milli kültür ürünlerimizin son numunelerinin korunması ve yaşatılması, bu topraklarda hür ve bağımsız yaşama kararlığımızın bir göstergesi, atalarımıza ve şehitlerimize vefa borcumuz, geleceğimize ve çocuklarımıza görevimizdir. Bu sebepten dolayı dağ başlarında, ova diplerinde ve yol kenarlarında unutulmuş mimarî, tarihî, coğrafî, kültürel ve faydasal kıymeti olan, Yörük kültürümüzün önemli su yapıları olan sarnıçlarımızı titizlikle ve kıskançlıkla korumamız gerekmektedir” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından, sanatçı Süleyman Özbay’ın verdiği kısa konser sonrası etkinlik sona erdi.