BMİ Platformu sözcüsü, Candoğan Parkı'nda pankartlar eşliğinde, kentin ciddi ekolojik tahribatlar yaşandığını vurguladı.

Büyük Menderes Nehri İçin Büyük Sorunlar Var!

Platform sözcüsü, “İlimizin farklı bölgelerinde sermaye ve rant adına doğa hakkı ihlalleri gerçekleşmektedir. Büyük Menderes Nehri her geçen gün daha fazla kirlenmektedir. Endüstriyel ve kentsel atıklar, kanalizasyon sorunları, tarım ilaçları gibi etkenler sularımızı zehirlemektedir. Dahası Sarayköy ve çevresine yapılan onlarca Jeotermal Enerji Santrali (JES) de havaya saldıkları hidrojen sülfür (H2S), karbondioksit (CO2) vb. zararlı atıklar, doğrudan Büyük Menderes’e deşarj edilen veya yüzeysel yapılan re-enjeksiyona bağlı toprağa karışan bor, arsenik, kadmiyum vb. ağır metaller içeren akışkanlar yeni kirlilik kaynakları olmuştur. Sulanan topraklarda tarım yapılamaz hale gelmekte yetişen gıdalar kirlenmektedir. Tüm bunların sonucunda insan sağlığı ve canlı yaşamı ciddi tehdit altındadır. Altyapı çalışmaları bitmek bilmemiştir. Özellikle eski içme suyu borularının sökümü sonrası ortaya çıkan asbestli malzeme ve inşaat hafriyatı için atık tesisinin olmaması, organize sanayi atıklarının arıtmalarının gereği gibi çalıştırılmaması ve Sayıştay raporlarında da belirtilen inşaat atık sahasının hala Denizli BŞB tarafından yapılmamış olması önemli birer sorundur.” Şeklinde sorunların sıralamasında bulundu.

Denizlinin Yerel Yonetim Adaylarina Ekolojik Yonetim Cagrisi2“Birinci Dereceden Deprem Bölgesi’nde İmar Barışı Olur Mu?”

Ekolojik yaşam alanlarının savunucusu olduklarını dile getiren platform, “Yakın geçmişte hayata geçirilen “imar barışı” uygulaması büyük olumsuzluklar getirmiştir. Çarpık kentleşmenin sürekliliği anlamına gelen bu uygulama ile bütüncül planlama yok sayılmıştır. Birinci derecede deprem bölgesi olan ilimizde imar barışı uygulamaları ile toplumun güvenliği ihlal edilmiştir. Kentsel dönüşüm ve rekreasyon çalışmaları (Seyir Tepesi projesi, Ornaz Vadisi, Honaz Tüneli vb.) adına ormanlar ve yaban hayvanlarının yaşam alanları yok edilmiştir. Endüstriyel atıklar, sazlıkların kesilmesi ve kontrolsüz avcılık ile Çürüksu Vadisi, Acıgöl, Işıklı ve Süleymanlı göllerindeki yaban hayat yok edilmiştir.” Diyerek ekolojik yönetim anlayışı için uyulması gereken ilkeleri sıraladı:

Çivril Hükümet Konağı yıkılıyor Çivril Hükümet Konağı yıkılıyor

Ekolojik Yaşamı Dışlayan Yerel Yönetim Anlayışına Hayır!

  • “Her türlü faaliyette ‘doğa ve canlı yaşamı yararı’ esas alınmalıdır. Oluşabilecek tahribat ve yıkımların yaşanmaması için üstün çaba sarf edilmelidir.”
  • “Kentin belleği yol göstericimizdir. Geçmiş kimliğimizi oluşturan değerlere sahipçıkılmalıdır. Tarihsel birikimlerimize, kültürel varlıklara; dil, din, inanç ve göreneklere sahipçıkılmalı, korunmalı ve geliştirilmelidir.”
  • “Tarım ve gıda politikalarında kendi kendine yeterlilik ilkesi esastır. Toplumun gıdagüvencesi her zaman ön plandadır. Tarımsal alanda oluşan sorunların giderilmesi, doğrutarımsal önlemlerin alınması, sulama sorunlarının giderilmesi önem verilmesi gerekenkonulardır. Bu alandaki enerji üretimi kaynaklı tehditlerin yok edilmesi için çabagösterilmelidir.”
  • “Ortak yaşam alanlarına sahip çıkılmalı jeolojik miras korunmalıdır. Nehirler, ormanlar,koruluklar, meralar, yer altı-yer üstü su varlıklarına sahip çıkılmalıdır. Pamukkale, Karahayıt,Kaklık Mağarası, Kısık Kanyonu, Yenicekent Kaplıcaları vb. jeolojik miraslar korunmalıdır.Menderes Havzası üzerinde yaşanan her türlü kirliliğin engellenmesi için tüm hukuksal veyasal yollar denenmelidir. Nehrin temizliği, havzanın doğasının korunması için hiçbirfedakarlıktan kaçınılmamalıdır. Özellikle Jeotermal Enerji Santralleri (JES) ve Hidroelektrik Santralleri (HES) ile Biyokütle Enerji Santralleri (BES), mermer, krom ve kömür ocaklarından kaynaklı doğa tahribatı, tarımın ve insan sağlığının büyük tehdit unsurlarıdır. Bu konuda gerekli bilimsel çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca Büyük Menderes Nehri’nin kirliliğinin önlenmesi adına nehrin kirlenmesinde rolü olan tüm yerel yönetimlerle işbirliği yapılmalıdır.”
  • “Denizli, fay hattı üzerinde kurulu bir kent. Depremlere ve afetlere karşı dirençli ama aynı zamanda ekolojiyi önceleyen bir şehir planlaması anlayışıyla hareket edilip güvenli bir yaşam sağlanmalıdır.”
  • “Doğal yaşamın bir parçası olan sahipsiz hayvanların suya ve yiyeceğe ulaşımı sağlanmalı,gerekli aşılamaları yapılarak insanlarla birlikte yaşamalarına, sokaklarda sayıları tolerans limitleri içerisinde kalmak kaydıyla özgürce dolaşmaları sağlanmalıdır.”
  • “Yerel yönetimlerin çevre komisyonlarında yürütülen çalışmalara sivil toplumkuruluşlarının (TMMOB vb.), ekoloji dernek ve örgütlerinin (Büyük Menderesİnisiyatifi/BMİ vb.) katılımları sağlanmalıdır.”
  • “Kentsel dönüşümü rant ve bölüşüm olarak görmeyen, toplu taşımacılığı her zaman önceleyen, çevre sorunlarına azami duyarlı olan, yeşil alanları ve vadileri imara açtırmayan bir anlayışta olunmalıdır.”
  • “Doğayı önceleyen ekolojik bir kent oluşturmanın yolu, doğa ve toplum yararını esas alan politikalardan geçmelidir. Toplumun kent yönetimine katılma mekanizmaları bir an önce yaratılmalıdır. Ekolojik bir kent demek örgütlü ve demokratik bir kent demektir.”