Devrim Ser Çindemir, Nadas isimli şiir kitabını okurların beğenisine sundu.

Liman Yayınevine bağlı Ulaş kitaptan çıkan yazarın ikinci kitabı olma özelliği taşıyan ana konusu son dönemde yaşanılan üzüntü, olumsuzluklar ve acıların yer aldığı Nadas şiir kitabı, 96 sayfadan oluşuyor.

Okurlar tarafından büyük ilgi toplayan kitap, 80’ne yakın sitede satışı sunulmanın yanı sıra indefix, DR, Kitapyurdu hatta cimri.com’da da yerini aldı.

SON DÖNEMDE YAŞANILAN ÜZÜNTÜLERİ ŞİİRLERİNE NAKŞETTİ

Nadas kitabından yer alan tüm şiirler okuyan kişinin yaşadıklarının farkına varmasını sağladığını vurgulayan Yazar Devrim Ser Çindemir; “Kitabımdaki şiirler genel olarak şiir tarzımı yansıtır. Zıtlıkların iç içeliğinin ironik bir yorumu diyebiliriz. Özellikle son dönemlerde acılar, üzüntüler ve olumsuzluklar hayatımıza o kadar çok nüfuz etti ki yalnızlaştık ve bu olumsuzluklara alıştık, duyarsızlaştık. Artık görmüyor, duymuyor ve dolayısıyla birbirimizi anlamıyor, hissetmiyoruz. Benim şiirim, şöylesine bir bakarak geçtiğimiz yani toplumun geçtiği başta kendimin olmak üzere tüm toplumun acılarını dile getirir. Yaşadıklarının farkına varmasını sağlar. Acılar üç zamanlıdır bende geçmişten bugüne uzanır, bugünden yarını yorumlatır. Bütün bu acıları duyar, insanların duyarsızlığına kızar, gözlerine sokarım. Başka bir taraftan da umudu bulma ihtiyacını hatırlatırım, her insanın kendinde bulabileceğine inanırım. İnsan görmemek, duymamakla sorunları çözemez. İşte insanın bu duyarsızlıkta çözüm araması ironidir. Bir başka yönüyle değişimin sürekli olması ve tanıdığımız tüm evrenin, ezbere bildiklerimizin bile farklılaştığını görmek beni heyecanlandırır. Şiirimi canlandırır. Bu canlılık her gün yeniden doğmanın umudunu ve şiirimin ritmini oluşturur. Her şeye rağmen aslolan yaşamdır ”ifadelerini kullandı.

“KALEMİN AKIŞINA ENGEL OLAMADIM”

Gelecek nesillere bugünü anımsatan izler bırakmak istediğini söyleyen Yazar Çindemir; “Yazarlığa başlamak aslında bir zorunluluk çünkü sizde bir konuda yetenek varsa o yetenek sizi çeker. Ben de yazmamak için çok uğraştım ama kalemin akışına engel olamadım, desem yeridir. Yazdıklarım zamanla birikmeye başladı. Şiirleri bir düzenleyeyim, dedim dosyalar ortaya çıktı. İlk kitabım “Yavruağzı” on yıl önce yayımlanmıştı. Pandemi sürecinde bütün insanlar gibi ölümü çok düşündüm galiba. Gelecek nesillere bu dünyada biz de vardık, diyebilmek için dosyaları yayınlamaya karar verdim.”Nadas” böylece doğdu ”dedi.

“ŞİİR BENİ BIRAKSA YAŞAMIM ÇEKİLMEZ OLUR”

Yanlışlar ve rastlantıların kendisini şiire yönlendirdiğini ifade eden Devrim Ser Çindemir; “Öğretmenlerim tabiî ki bütün güzelliklere destek oldukları gibi şiir yazmama da destek oldular. Ancak yanlışlar ve rastlantılar daha çok belirleyici oldu, diyebilirim. Yanlışlardan biri: Öğretmenimiz sınıfta en çok kitap okuyana hediye verecekti. Ben kitapları incelerken şiir kitaplarında daha az yazı olduğunu keşfettim ve aynı yılın sonunda kütüphanedeki şiir kitaplarının hepsini bitirmiştim bile. Böylece şiire bulaştım. Lise 1.sınıfta (o zamanlar bize önceki yıllarda kullanılmış ders kitapları da veriliyordu.)sıra arkadaşım ders kitabımın arasında bir kâğıt buldu, bütün ısrarlarıma rağmen kâğıtta yazılanları okudu. Öğretmene öğretmenim Devrim şiir yazmış, diye söyledi. Öğretmenimiz kâğıdı aldı ve şiiri sesli okudu. Güzel bir aşk şiiriydi. Tabi ben bu sürece müdahale edemedim. Ne yalan söyleyeyim biraz da hoşuma gitmişti. İşte o yıllarda bir yanlış ve rastlantıyla şair sıfatını almış oldum. Sonraki günler öğretmenler ve okul arkadaşlarım yeni şiirler yok mu, diye sormaya başladılar. Ben de önceden anlamadan okuduğum şiir kitaplarına yeniden yöneldim.Liseyi Antalya Aksu Öğretmen Lisesinde okudum. Okulum eski Köy Enstitüsünden dönüşme olduğu için kütüphanesi çok büyüktü. Kütüphane binasının planı dışarıdan bakıldığında L biçimindeydi ama kütüphane dikdörtgen şeklindeydi. Bu tuhaflığı fark ettiğim akşam çözdüm. L şekildeki binanın kısa bölümü dolaplarla gerilmişti. Tavana kadar olan kitaplığı araladım ve dolapların arkasındaki bölüme o dönem yasaklı olan kitaplar atılmış olduğunu gördüm. Hazine bulmuş gibi sevindim. Nazım Hikmet, Sebahattin Ali, Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi birçok yazar ve şairle o gizli bölmede tanıştım. Okulda hiç kimseye söylemeden o bölümden kitaplar okudum. Bu okumalarla birlikte “ben olsam farklı yazardım” düşüncesi doğmaya başladı. Böylece şiir serüveni farklı söylemle de olsa ustaları taklit ederek başladı. Yarışmalarda 1. Oluyor, arkadaşların bana da yaz ısrarlarına dayanamayıp karaladım şiirlerde 2 ya da 3. oluyordu. Böylece başlayan şiir serüvenimi sonlandırmak istesem de başaramadım. Bu yaştan sonra da (50 yaşındayım) şiir beni bıraksa yaşamım çekilmez olur, diye düşünüyorum ”şeklinde konuştu.

DEVRİM SER ÇİNDEMİR KİMDİR?

Devrim Çindemir tarla kuşudur. Uçmasını bilse de yuvasını toprak yüzeyinde yapar; börtüyü böceği, sürüngenleri gözler. Ağaçca tutunur toprağa, yapraklarında rüzgârı duyar, havanın nemini koklar. Uçtuğu da olur, bilir gökyüzü çocuklarını. Kanatlarını açtığında havanın nemini süzer, gezer bazen siz umursamaz sanırsınız, gezden bulutları denetler.

Bir sudur Devrim Menderes’in doğduğu kaynaklardan süzülmüştür. Çivril Ovası’ndan Aydın Ovası’nı beslemiştir. İçine fabrika atıkları karışmıştır, kanalizasyonlar bırakılmıştır. Her şeye rağmen berraklığını yitirmemiştir.

Köklerini bilen bir ağaçtır Devrim, Orta Asya’dan Horasan’a, Erzincan’dan Konya’ya kadar bir atın terkisinde gelmiştir. Kolları tüm dünyayı kucaklar, filizleri tüm evrenin umuduyla doludur, meyveleri tüm insanlığa yeter.

Devrim Çindemir’ sorarsanız “insanoğludur işte hem beşer hem şaşar”.