Türk Eğitim Sen (TES) Denizli Şube Başkanı Emre Erdoğan, Eğitim Bir Sen’in Milli Eğitim Müdürlüğü’nü Vali Hasan Karahan’a şikâyet etmesini, trajikomik olduğunu söyledi.

Malum sendikanın yıllardır kendinden olmayan kamu çalışanlarına zulüm ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde basında malum sendikanın Denizli Valiliğine bir ziyarette bulunduğunu ve Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğünü usulsüz atamalar yaptıkları gerekçesiyle Vali Karahan’a şikâyet ettiklerini hayretler içerisinde öğrenmiş bulunmaktayız. Hayretler içerisinde diyoruz çünkü aynı malum sendikanın yıllardır süregelen, liyakat esas alınmadan yapılan haksız atama ve görevlendirmelerden hiç rahatsız olmayıp tam aksine benim üyem olsun da ister çamurdan olsun anlayışıyla hareket ettiklerini “sağır sultan” bile duymuşken şimdi kalkıp liyakatten bahsetmeleri son derece tirajı komik bir durum teşkil etmektedir. Söz konusu rahatsızlıklarını dile getiren bu arkadaşlar geçmiş dönemlerde yaşananlardan ve kendi sendikalarının olaylara bakış açısından bihaber olamayacaklarına göre anlaşılan geçmiş söylemlerini unutmuşlardır.Öyleyse her dönem bilgi, beceri ve kabiliyet açısından hak eden kişilerin yönetici olması gerektiğini savunan Türk Eğitim Sen olarak bu arkadaşlara önceki dönemlerdeki tutumlarını hatırlatmakta ve “Edep ya hu” demekte fayda görüyoruz” dedi.

ON BİNLERCE ÜLKÜCÜ ÖĞRETMENLERİ İDARECİLİKTEN EL ÇEKTİRDİNİZ

Malum sendikanın onbinlerce Ülkücü Öğretmeni idarecilikten haksız yere el çektirdiğini kaydeden Erdoğan, “2014 yılında, sınavla yönetici olmaya hak kazanmış 17.000’i müdür olmak üzere 100.000 civarında idarecinin tamamı 1 gecede görevinden alınıp, yerlerine adına mülakat denen ucube bir sistemle atama yapılırken hangi kapalı kapılar ardında, kimlerle ne tür bir pazarlığa girdiklerini açıklayabilirler mi? Bu süreçte farklı il ve ilçelerde Milli Eğitim Müdürlerinin veya şube müdürlerinin hatayla farklı whatsapp gruplarında paylaştıkları “kendilerine göre hazırlanmış idareci görevlendirme ve öğretmen fişleme listeleri”ne hiç tepki göstermişler midir? Yoksa bir Fetö oyununa gelip onbinlerce ülkücü öğretmenin idarecilik görevinden el çektirilmesinden zevk mi almışlardır? Yine bu dönemde ve sonrasında görevlendirilen bu idarecilerden kimlere hangi sebeplerle başarı belgeleri, ödüller verildiğini açıklayabilirler mi? Tüm bunlarla yetinmeyip son yayınlanan idareci atama yönetmeliğine itiraz ederek mevcut idarecilerin sınava girmeden görevlerine devam etmeleri gerektiğini de yine bunlar söylemiştir.Yani müktesep hak ile idareci olanlar görevden el çektirilirken ses etmeyenler utanmadan alakasız sorularla yapılan mülakat sonucu idareci olanların koltukları için canhıraş savunmalar yapmaya kalktılar. Hem de mevcut idarecilerin görevlerine devam etmezlerse kurumların hafızalarının ve kültürlerinin yok olacağı endişesiyle. Utanmazlığın bu kadarı” ifadelerini kullandı.