YASİN ÖZTÜRK’TEN BİRLİK BERABERLİK ÇAĞRISI
Tanımayanlar için öncelikle kendini tanıtarak başladığı konuşmasında Kongrelerin kenetlenme yeri olduğunu ifade eden Öztürk; “Sevgili dava arkadaşlarım kongremiz bizim toyumuz, düğünümüzdür, bütünleşmemizdir, kan değişikliğidir, yeni bir heyecanla yola daha güçlü çıkılmasıdır. Kırgınlıklardan, ötekileştirmelerden, yalnızlaştırmalardan ve ayrıştırmalardan uzak olup bir bütün halinde tekrar kenetlenebilmenin yeridir kongreler .
Birlik, beraberlik , güç birliği, amaç birliği ne demektir ?
Hepsi aynı kapıya çıkar…
Birlik olmak beraber olmaktır.
Birlikte olmak güce güç katmaktır.
Birlikte olmak azim ve dirençtir.
Birlikte olmak, yan yana olmaktır, bütünleşmektir…
birlikte olmak birlikte yol yürümektir
birlikte olmak birlikte düşünmektir, birlikte üretmektir.
Birlikte olmak güvenmektir, birlikte olmak dayanışmadır. İnsanların dayanışma içinde birlik olup yapamayacağı bir şey yoktur.
Birliktelik, birimiz olmadan zincirin tamamlanmayacağı demektir. hepimiz bir zincirin halkasıyız. Bir halka koparsa zincir dağılır.” dedi.
TESPİHİN İPİNİ KOPARDI
Tespih gibi bir olabilmeliyiz diyen Milletvekili Öztürk’ün ‘ben bu tespihin en değersiz yeriyim, ipiyim’ dedi. Alkış ve tezahüratlar arasında konuşmasına devam eden, Öztürk elindeki tespihin ipini kopararak “ama bu ip koptumu birlikte olamayız. Bu ip koptuğunda nasıl birlikte olabileceksiniz.
Biz birlikte daha iyiyiz. Birbirimizle büyüyeceğiz. Birlikte gelişeceğiz. Birlikte çalışacağız ve içimizde beraber olursak dışarıya da iyi olmayı öğreteceğiz.
Üyelerin ortak düşünce ve değerlere sahip olmadığı bir grubun uzun süre varlığını devam etmesi çok zordur.
Ortak değer ve düşüncede olan insanlar, birbirine sımsıkı bağlıdırlar. Birbirlerinin gücünden güç alarak her türlü zorluğa karşı durabilirler. dışarıdan gelecek tehlikeler karşı etten duvar örebilirler.” dedi.
EĞRİYİ İYİ NİYETLE DÜZELTİN
Birlikteyiz diye yola çıkarken parçalıyorsanız, hem birlik dağılır hem birliktelik diyen Öztürk konuşmasında, “Birlikteyiz diyen dostlarımız kendi önceliklerini kendi şartlarını ve ön kabullerini dayatırsa, hem birlik dağılır hem birliktelik.
Temsilcimiz eğri derseniz eğriliği iyi niyetle düzeltmeye çalışmazsanız sadece kibrinizin üzerinde yürümeye devam ederseniz hem birlik dağılır hem birliktelik.” ifadelerini kullandı.
VİCDANINIZ RAHATSA BİRLİKTELİĞİ HAK EDERSİNİZ
Sorulara vicdanla yanıt verilmesi gerektiğini vurgulayan ve kendi milletvekillerine sahip çıkamayanların hamaset yapmaktan öteye gidemediklerini ifade eden Öztürk konuşmasına şöyle devam etti; “Birlik ve beraberlik adına ortaya çıkanlar düşünmelidir: Yapılan işler yürütülen faaliyetler ne adına yapılmadır ?
Benlik duygusu ne kadar hakimdir?
Egoları ne kadar güçlüdür?
Verdiği sözü tutabilir mi?
Bu görevi başkan olmak adına, iktidar olmak adına, bulunduğu konumu kaybetmemek adına mı yapıyorum, millet adına , partimin daha ileriye gitmesi adına, dayanışma adına, birlik ve beraberlik adına mı yapıyorum sorusunu sorabilmelidir.
Sorulara cevap verirken vicdanınız rahatsa , birlikteliği hak edersiniz. Çünkü dil sussa ile kişinin vicdanı susmaz. Toplumsal dayanışma olmadan , birlik ve beraberlik sağlamadan atılana adımlar en başta, güzel görünse de yahut başarılıymış gibi algılansa da o çemberin içersinde olması gerekenlerden bir kişi bile dışarıda kalmışsa birlik sağlanamamış demektir. Birlik sağlanamamışsa dayanışma sağlanması sadece bir hayal olarak kalır .
Kendi milletvekiline bile sahip çıkmayanlar yalnız bırakanlar birlikteyiz deyip milletvekili ile birlikte olmayanlar ancak ve ancak hamaset yaparlar. ”
GERÇEKLERİN BİR GÜN ORTAYA ÇIKMA HUYU VARDIR
Koltuk sevdasına kapılınmaması gerektiğini vurgulayan Öztürk; “Rızkı veren Hüdadır kula minnet eylemem.
Kimseye sağlanan ünvanı , temsil makamını , ulufe olarak vermiyoruz. Her iyi partili kendi çabası ile emeği ile bir mevkiye geliyor ve görev alıyor. Bu hususta yöneticilerimiz asla minnet beklememeliler. Kimseye lütufkar olamalıdırlar. Koltuklar gelip geçicidir önemli olan hırslardan egolardan uzak olup partimizi daha ileriye götürebilmek için canla başla çalışmaktır.
Koltuk sevdasına kapılmamalıyız. Hırslarımızda değil duygularımızla ilerlemeliyiz Ziya Paşanın dediği gibi ” Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz ”
İktidar hesaplarını insanları birbirine kırdırmak üzerine yapanlar kazanmak için her türlü kötülüğü mübah gören zihniyet elbet birgün ortaya çıkar.
Devlet yönetmek Şeyh Edebalini dediği gibi
” Bir baş ol ki oğlul
Dimdik durasın
Çiğneyip ezilmeyesin
vakit kıymetli oğul sakın boş gezmeyesin ”
Devlet yönetmek işte böyle bir hassasiyet ve ciddiyet ister. Bunlara sahip değilseniz hakikat bir gün mutlaka gelir yakanıza yapışır. Çünkü gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi çok enteresan bir huyu vardır.” dedi.
H:Nihat Kaplan