Derken bir gün yolu değirmene düşmüş. Bakmış taş dönüyor. Aynı muhabbetle değirmen taşına yaklaşmış. “Taş baba merhaba.” demiş. Demiş ama bu arada eteğini de kaptırmış. Baba Eren güç bela kendini kurtarmış.
Sonra biraz geriye yaslanmış. Değirmen taşına bakmış, bakmış, demiş ki:“Yok baba, yok! Bundan sonra dönene merhaba yok!“
Özünden dönene, sözünden dönene Merhaba yok!
Dün dost olan bugün düşman oluyor, kimse o kişiyle ekmek yedik, ekmek tuz hakkı için susalım demiyor bir yere gelebilmek için dostunu satıyor. Dostunun yanlışına zamanın da yanlış diyemediyse kendisinin de suçlu olduğunu aklına getirmiyor.
Olaylara doğruluk tarafından bakmayı öğrenmeliyiz, siyasette yandaşlık gözlerimizi kör ediyor, İktidar veya muhalefet fark etmiyor herkes kendi partisinin gözlüğüyle bakıyor hâlbuki doğru tektir. Yüzyıllardır en büyük hastalığımız ben yaptım oldu mantığıdır bundan kurtulmamız gereklidir.
İslam dedik Sünni, Şii mezheplere ayrıştık. Siyaset dedik sağ, sol ayrıştık. Futbol dedik takım, takım ayrıştık. Nesiller arası ayrıştık, Genç, Yaşlının tecrübesine eski kafa diyor, Yaşlı gence züppe diyor ayrıştık. Velhasılı herkes bir yol tutturmuş gidiyor.
Kara Eylül öncesi siyaseten ayrıştırdılar, O gün ayrışan Ülkücü, Devrimci gençleri karıştır barıştır diyerek aynı zindanlara tıktılar, Bir Ülkücü, bir Devrimci diyerek astılar Toplum olarak Kara Eylül gibi bir garabet yaşadık ders almadık.
Anlamıyorlar ki Parçalayanlarla, parçalananlarla toplama yapılmaz. Sadece bölme işlemi yapılır.
Baba Erenler : ”İki kişi geri dönmez” der! Birincisi ölen, ikincisi kırılan.
“Niçin?” diye sordu derviş.
“Çünkü” diye başladı söze Baba erenler: Birincisinde can yoktur, ikincisinde derman.
Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır. Önemli olan çıktığın sütü ak bırakmaktır…
2012 de MHP İlçe başkanlığına aday olduğum da 1,5 ay da siyaset nedir, Dost kimdir, kim değildir, en önemlisi siyaset cahili olduğumu öğrendim. Tanrıma hamdolsun 3 yıldır hiç bir parti üyesi bile değilim. Ahmet Aslan’ın Nem kaldı türküsün de dediği gibi; Yiğit geçinenler namert çıktılar, Sonra ettiğine pişman çıktılar, Eski dostlar bize düşman çıktılar, Bir akılsız baş’dan gayrı nem kaldı.
Eskiden minderde otururduk, Gönlümüz alçaktı sanki. Aile fertleri biraradaydı, Aynı kaptan yemek yerdik, Aynı tastan suyumuzu içerdik, Sevgi saygı edep vardı, Ağzımızın tadı yerindeydi, Minderlerden koltuğa bir çıktık. Çıkmaz olaydıkGönlümüz alçak değil artık, Aile düzenimiz bozuldu Eski sıcaklık kalmadı sanki En önemlisi de sahte olduk Artık ayrı kaplarda yiyoruz, Ayrı taslarda su içiyoruz, Büyüğümüzü tanımıyor, Ayrı telden çalıyoruz, Aynı evin içinde yaşayan, Ayrı bireyler olduk.
Bu durum haliyle topluma yansıdı kimse kimseyi dinlemiyor, herkes kendini haklı görüyor sonuç olarakta ayrıştık. Musa gibi konuşup, Firavun gibi yaşamayalım ki etrafımıza zarar vermeyelim. Dağıldık topla bizi Tanrım.
Esen Kalın…