Psikolog Tolga Arslanoğlu, pandemi sonrası eğitim ve çocuğun okula uyumu konusunda ebeveynlere önerilerde bulundu.

‘‘ÇOCUĞUN OKULA VE ÇEVREYE UYUMU’’

Covid-19‘un yankılarının en yoğun hissedildiği alanlardan biri de eğitim dünyası olduğunu söyleyen Tolga Arslanoğlu; “Salgının hızlı yayılması ile beraber, yayılmayı durdurabilmek adına neredeyse tüm dünyada yüz yüze eğitime ara verildi. İlk başlarda kısa süreli ara verilen eğitim, salgının uzun süreceğinin anlaşılması ile beraber farklı bir yaklaşımla verilmeye başlandı. Eğitimde dijital bir çağ başladı. Ülkemizde, sadece yükseköğretim kurumlarında yaygın kullanılan dijital eğitimi, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde de kullanır olduk. Takip-kontrol sistemi iyi olan, Pandemi şartları dışında da teknoloji kullanımını eğitim programlarına entegre eden, paydaşlar arasındaki işbirliğini önemseyen, iyi koordine olan eğitim kurumları bu süreci iyi yönetip, öğrencilerin eğitim sürecini etkili bir şekilde yürütebilmeyi başardı. Her geçen gün Covid-19 ile ilgili olan her yeni gelişme, eğitim dünyasında yeni kararların alınmasına sebep oldu. Geçen sürede salgın ile mücadelede sağlık sektörünün deneyim kazanması, salgının yayılma hızını biraz da olsa düşürebilmeyi başardı. Bu noktada yüz yüze eğitim tekrardan gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 6 Eylül’de yüz yüze eğitime tekrardan başlanacağını duyurması ile beraber eğitim kurumlarında Pandemi tam anlamı ile ortadan kalkmasa da birinci dalganın azalması sonrası, normalleşme süreci kapsamında öğrencilerin, yüz yüze eğitim sürecine adaptasyonu için çalışmalara başlandı. Normal şartlar altında da eğitim alanında çok önemli bir konu olan, ‘‘Çocuğun okula ve çevreye uyumu’’ Pandemi şartları altında daha da önem kazanan bir konu oldu”dedi.

“OKULA GERİ DÖNÜŞ KONUSUNDA HER ÇOCUĞUN TEPKİSİ FARKLIDIR”

Sağlık önlemleri açısından uzun süre okullardan ayrı kalan çocuklar için okula dönmek alışması güç bir durum olduğuna da dikkat çeken psikolog Arslanoğlu; “Pandemi ile birlikte okul zamanı boyunca belirlenmiş birçok rutin ve anlayış değişmiş, öğrenciler okul döneminin gerektirdiği düzen ve davranışlardan uzaklaşmışlardır. Çocuklar ve gençler Pandemi şartlarından dolayı sadece eğitimden değil sosyal temasla beraber aynı zamanda spor, kültürel faaliyetler gibi kişilik gelişimini etkileyen faktörlerden de mahrum kalmışlardır. Okula geri dönüş konusunda her çocuğun tepkisi farklıdır. Kimi özlemle beklediği okuluna ve okul düzenine çok rahat uyum sağlayabilirken, kimi ise kendini son derece gergin hissedebilir. Kimisi ise okulu, sağlık açısından risk oluşturacak bir ortam olarak görebilir. Okula dönüş konusunda çocuklar ve gençler; korku, kaygı, belirsizliklerin yarattığı huzursuzluk, içe kapanma ve öfke durumlarına sahip olabilirler. Bunlar dışında Pandemi şartlarının yarattığı ekonomik problemler, akademik kaygılar gibi durumlar da çocukların ve gençlerin, okula dönüş ve öğrenme motivasyonunu düşürebilecek durumlardandır ”diye konuştu.

PEKİ, BU DURUMDA NELER YAPILABİLİR?

Ebeveynlere önerilerde bulunan Arslanoğlu şöyle konuştu: “Özellikle gerilim yaşayan çocuklara yardımcı olabilmek için kaygı, stres ve korkularının nedenini araştırmak önemlidir. Bu faktörlerin nedenlerini araştırdıktan sonra, çocukların kendilerini bu konularda ifade etmelerinin sağlanması hem öğretmenler hem de ebeveynler tarafından amaçlanmalıdır. Pandemi konusunda fiziksel önlemler kadar psikolojik önlemlerin de önemli olduğu hatırlanmalıdır. Belirsizliğin bir kaygı yarattığı olgusu bilinen bir gerçektir. Bu noktada ebeveynler ve öğretmenler, Pandemi öncesinde de bu durumun kaygı yarattığının farkında olup, bu duruma olağandışı tepki vermekten kaçınması gerekmektedir. Çocuklar ve gençler için ilk öğrenmenin gerçekleştiği yer, aile ortamıdır. Toplumun en küçük birimi olan ailede, çocuklar ilk rol model olarak ebeveynleri seçerler. Normalleşme süreci ile çocukların okullarda uyması gereken sağlık, hijyen, sosyal mesafe vb. konularda aileler çocuklarına örnek olmalıdırlar. Çocuklar ve gençler ebeveynlerinin söyledikleri şeylerden daha çok yaptıklarına dikkat ederler. Bu noktada ailelerin davranışlarının farkında olması çok büyük önem arz etmektedir. Okullar açıldıktan sonra okul dönüşlerinde ebeveynler, kabul edici ve esnek olmalıdırlar. Çocuklarını kaygılandıran herhangi bir durumun olup olmadığını araştırıp bu konularda çocuklarını psikolojik olarak desteklemelidirler.”

“ÇOCUKTA OKUL FOBİSİ VEYA OKUL REDDİ OLABİLİR”

Çocukları okula tekrar adapte etme de başta ebeveynler olmak üzere okuldaki öğretmenlerine kadar sorumluluk olduğunu söyleyen Tolga Arslanoğlu; “Bugüne kadar salgın hakkında defalarca bilgilendirme yapılmış olsa bile, normalleşme süreci ve yeni düzenlemeler ile beraber çocukların salgın hakkında farkındalıklarının artması için bu tarz bilgilendirmelere tekrardan ihtiyaçları olabilir. Çünkü uzun süredir ayrı kaldıkları akranlarını veya yakınlarını görebilirler veya onlara temas etmek isteyebilirler. Yeni normal kavramı ile beraber çocuğun eğitim ve okula uyum noktasında yaşayabileceği sıkıntılı süreçlerin kuvvetli bir ihtimal olduğu, okul fobisi ve okul reddi gibi konularda çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, bu yönde yapılacak olan çalışmalar konusunda ailelerin işbirliğine gönüllü olması gerekmektedir. Çocukları okula yeniden adapte edebilmek ve gereken psikososyal desteği sağlamak başta okul psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale ekibi olmak üzere tüm okul personelinin ve ailenin görev ve sorumluluğu olduğu bilinmelidir ”ifadelerini kullandı.