Sendika üyelerinin katıldığı açıklamada, sağlık çalışmalarının ağır çalışma şartları ile mesai ücretlerinin iyileştirilmesi talep edilerek tasarruf tedbirlerinin sağlık çalışanları ve vatandaşların sağlık hizmetlerini aksattığı iddia edildi.
Çivril Devlet Hastanesi önünde düzenlenen basın açıklamasında hastanede görev yapan doktor ve sağlık çalışanlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi istenerek Kamuda tasarruf uygulamasına karşı olmamakla birlikte, bu tasarruf uygulamasına neden gerek olduğu, bu uygulamanın nasıl ve sadece kimlere uygulandığı bizler için önem arz etmektedir. Çivril Şehit Hilmi ÖZ Devlet Hastanesi’nde uygulanan tasarruf tedbirleri, sadece sağlık emekçilerini ve vatandaşımızı mağdur etmekten öteye gitmemiştir. Bu ve bu tarz tasarruf tedbirleri sendikamız Genel Sağlık İş tarafından kabul edilmemektedir” denildi.
Basın açıklamasını okuyan Genel Sağlık İş Sendikası Denizli Yönetim Kurulu adına İl Basın ve Eğitim Sekreteri Yüksel Gülen Sağlık Bakanlığının misyon ve vizyonunu hatırlatarak “Öncelikle Sağlık Bakanlığı ve İl Yöneticilerine bir hatırlatmada bulunmak isteriz. Sağlık Bakanlığı internet sitesinde bakanlığın misyon ve vizyonunu şu şekilde açıklıyor.
Misyon; ‘insan merkezli yaklaşımla birey ve toplumun sağlık hakkını ve sağlığını en üst düzeyde korumak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkili çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak.
Vizyon; ‘insanı odağa alan, sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkına kolaylıkla ve yüksek hizmet kalitesi ile eriştiği bir Türkiye.
Neden misyon ve vizyonu hatırlatma gereği duyduğumuzun gerekçelerini tek tek basın açıklamamızda sizlere aktaracağız” ifadelerine yer verdi.
Gülen açıklamasında sağlık sektöründe yaşanan olumsuzluklara değinerek “Bilindiği üzere bilerek bozulan ekonomiyi düzeltmek, bilerek yükseltilen enflasyonu kontrol altına almak için, siyasi iktidar tarafından 17 Mayıs 2024 tarihli Kamuda Tasarruf Genelgesi Yayınlanarak yürürlüğe girdi. Amacın kamuda insan gücü dâhil israfın önlenmesi, kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerektiği yönünde idi.
Şimdi hep birlikte, son bir yıl içinde siyasi iktidar bütçede tasarruf yapabilmiş mi? onu konuşalım. Kasım 2024 verilerine göre;
12 Aylık Bütçe Açığı: 1.98 trilyon TL
Bütçe Açığı Geçen Sene Aynı Döneme Göre 3 Katına çıkmış
Harcamalar Neredeyse %59 Oranında Artmış.
Yap İşlet Devret Modeli ile Yandaş Şirketlerin Yaptığı Şehir Hastanelerine Ayrılan Bütçe 2024 yılı bütçe teklifinde hizmet ve kullanım bedeli için 83 milyar 697 milyon 118 bin TL olarak teklif edilen tutar
(20 milyar 904 milyon TL’lik artışla) 2025 yılı bütçe teklifinde 104 milyar 602 milyon 82 bin TL’ye yükselmiştir.
Ülkede Yurttaşların Hissettiği Gerçek Enflasyon: %67.1 Açlık Sınırı 22 Bin 24 TL. Yoksulluk Sınırı: 68 Bin 245 TL Olmuştur.
Veriler, siyasi iktidarın tasarruf yapmadığını, kemer sıkma işinin ise yine ülke yurttaşlarına düştüğünü bizlere göstermektedir.
Peki Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında tasarruf tedbirleri nasıl uygulanıyor.? Bu konuda sağlık yöneticileri bizleri her zaman ki gibi şaşırtmadı. Sağlık Hizmetlerinde tasarruf, sağlık emekçilerinin emeğinden, alın terinden yapılmaktadır. Sağlık yöneticileri, tasarruf tedbirleri genelgesinin arkasına sığınarak kendilerince yeni çalışma modelleri üretmiş, sadece fazla mesai ödemelerinden tasarruf edileceğini düşünerek hastanelerin çoğu birimlerinde sağlık emekçilerini tek kişi çalışmak zorunda bırakmış ve zaten fazla olan iş yüklerini daha çok artırmışlardır. Hemen önünde bulunduğumuz Çivril Devlet Hastanesi’nden örnekler verelim. Hastanede Acil Röntgen birimi hastanenin zemin katında, tomografi birimi ise hastane’nin eksi bir katında bulunmaktadır. Görüntüleme işlemleri mesai bittikten sonra Acil Servis Röntgen ve Tomografi birimi tarafından yapılmaktadır. Bu ayrı katlarda bulunan birimlerde gece saat 00:00’ a kadar iki sağlık emekçisi görev yaparken, 00:00’dan sonra tek sağlık emekçisi ayrı iki katta bulunan cihazlarda sağlık hizmeti vermeye çalışmaktadır. Bu durum görüntüleme işlemlerinde gecikmelere sebep olmakta, hasta ve çalışan mağduriyetine adeta davetiye çıkarmaktadır. Bu uygulama hasta güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Hali hazırda kanayan yaramız olan Sağlıkta Şiddet olaylarının artmasına neden olacaktır.
Yine aynı hastane’ninlaboratuar biriminde aynı mesai kavramı uygulanmakta, bir sağlık emekçisinin yaklaşık 6 7 tane cihazda çalışması istenmektedir. Şimdi buradan soruyoruz; Sağlık Bakanlığı’nın misyon ve vizyon’unda yer alan kaliteli sağlık hizmeti anlayışı bu mudur? Hayat kurtarmak için saniyeler bile önemliyken, bir veya birden fazla sağlık emekçisinin yapacağı işi tek kişiden beklemek vicdani midir.? Olası bir teşhis, tedavi eksikliğinde hastalarımızın mağduriyeti nasıl giderilecek.? Olası bir Sağlıkta Şiddet olayında meslektaşlarımızı kim koruyacak.?
Yine tasarruf tedbirleri gereği hastane’nin personel eksiği olan birimlerine hemen hemen her gün geçici görevlendirmeler yapılmakta, hasta sayısının az olduğu veya hasta olmadığı gerekçesi ile hasta servisleri birleştirilmekte, nöbete gelen personel hasta olmadığı gerekçisi veya servis birleştirildiği gerekçesi ile evlerine gönderilmektedir. Bu değişken düzen ve bir çalışma standardının olmaması sağlık emekçilerinde büyük bir motivasyon eksikliğine, çalışanlar arasında da iş barışının bozulmasına sebep olmaktadır.
Yine aynı hastanemizin Kadın Doğum Servisinde görev yapan sağlık emekçilerine mevzuata uygun olmayan sözde icap nöbeti yazılmakta, yöneticiler tarafından onaylanmayan nöbet listesi üzerinden, evde nöbet izninde olan sağlık emekçileri saat fark etmeksizin evlerinden hastaneye çağırılmaktadır. Mevzuata uygun olmayan bu göreve gelen personele ise hiç ödenmemesi gereken nöbet ücreti ödenmekte, kamuda tasarrufun yerini kamuda israf almaktadır. Konu kamu yararı ve üyelerimizin daha fazla mağduriyet yaşamaması adına sendikamız tarafından yargıya taşınmıştır.
Yine diğer sağlık kurumlarında olduğu gibi bu hastanemizde’de tasarruf yapılan diğer bir yer sağlık emekçilerine verilen yemekhane hizmetlerinde olmuştur. Dağıtılan öğünlerde gramaj düşürme, porsiyonları azaltma gibi uygulamalar ile tasarruf yapılmak istenmektedir. Genel Sağlık İş Sendikası olarak sağlık emekçilerinin dinlenme hakkından, mali haklarından, özlük haklarından, beslenme haklarından yapılan ve yapılacak olan hiçbir tasarruf önlemini kabul etmiyoruz. Maalesef 2003 yılında başlayan Sağlıkta Dönüşüm Programında kazanan siyasi iktidar, kaybeden ise sağlık emekçileri ve yurttaşlarımız olmuştur.
Buradan siyasi iktidara sesleniyoruz. Kamu emekçilerinin ve yurttaşlarımızın haklarından tasarruf etmeyi bırakın. Eğer tasarruf etmek istiyorsanız;
Yap-işlet-devret modeli ile yandaş çetelere aktarılan kamu kaynaklarına son verin.
Beş kalemden maaş almasına rağmen hala yoksulluk sınırı altında ücretlere mahkum ettiğiniz sağlık emekçilerine en azı yoksulluk sınırı üzerinde, tamamı emekliliğe yansıyan, tek kalem maaş ödeyerek alım güçlerini artırın.
Sağlık emekçilerinin alnına leke süren yeni doğan çetesine çanak tutanların, bebeklerimizin hayatına kast eden, sosyal güvenlik kurumunu zarara uğratan bu canilerin bütün mal varlıklarına el koyun.
Kendi elinizle büyüttüğünüz sarı sendika yöneticilerine koltuk vermek için başlatmış olduğunuz sözleşmeli sağlık yöneticiliği uygulamasından derhal vazgeçin.
Mücadelemiz, tüzüğümüzde yazdığı gibi, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başlatmış olduğu kamucu, halkçı, ulusal, ücretsiz ve ulaşılabilir sağlık hizmetlerinin uygulanması ve TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİNDİR.
Kamuda tasarruf uygulamasına karşı olmamakla birlikte, bu tasarruf uygulamasına neden gerek olduğu, bu uygulamanın nasıl ve sadece kimlere uygulandığı bizler için önem arz etmektedir. Çivril Şehit Hilmi ÖZ Devlet Hastanesi’nde uygulanan tasarruf tedbirleri, sadece sağlık emekçilerini ve vatandaşımızı mağdur etmekten öteye gitmemiştir. Bu ve bu tarz tasarruf tedbirleri sendikamız Genel Sağlık İş tarafından kabul edilmemektedir. Hem çalışan hem de hasta mağduriyetlerinin önüne geçilmesi, Sağlık Bakanlığı’nın misyon ve vizyonuna uygun sağlık hizmeti verilmesi, sağlık emekçilerinin bozulan moral ve motivasyonlarını artırıcı düzenlemelerin yapılmasını talep eder, basın açıklamamıza katılan herkese teşekkür ederiz. Yaşasın onurlu mücadelemiz, Yaşasın örgütlü mücadelemiz, Yaşasın genel sağlık iş”