Tüm dünya olarak muhtemelen bizim neslimizin en büyük krizi olan Kovid-19 ile karşı karşıyayız.
Hükümetlerin ve toplumların alacağı kararlar gelecek onlarca yılımızı belirleyecek ve yalnızca sağlık sistemimizi değil, ekonomiyi, siyaseti ve kültürümüzü de şekillendirecek nitelikte olacaktır.
Kovid-19’la mücadele ederken her ülke sonrasını da düşünerek hareket etmelidir.
Yalnızca kendi ülkesini düşünerek atılan adımlar kısa vadede olumlu sonuç verse dahi günün sonunda kazanan aklıselim davranan ülkeler olacaktır.
Şu zamana kadar yaşadığımız süreç bize göstermiştir ki ne uluslararası kuruluşlar ne de süper güç diye nitelendirilen devletler böyle bir pandemiye hazırlıklı değil.
Geçtiğimiz 4 ayda yaşanan küresel liderlik sorunu, uluslararası sistemin sorgulanmasına yol açmıştır. Uluslararası işbirliğinin eksikliği krizin göze çarpan bir diğer kısmıdır.
Bugüne kadar Türkiye, yardım talebinde bulunan 104 ülke ile uluslararası örgütlerden 34’üne Kovid-19 salgının yayılmasının önlenmesi amacıyla insani ve tıbbı yardım gerçekleştirmiştir.
Dünyaya baktığımızda Türkiye’nin aldığı bu sorumluluğu çok daha büyük ekonomilere sahip herhangi bir ülkenin üstlenmediği görülmüştür.
Türkiye herkesin aynı gemide olduğu gerçeğini krizin en başından beri tüm dünyaya sadece demeçleriyle değil aynı zamanda aksiyonlarıyla da göstermiştir.
Türkiye insanı merkeze koyan dış politikasını uygulamaya ve dünyaya örnek olmaya devam edecektir.