Cevap hakkı doğan Çivril Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özkul her zaman üreticinin yanında olduklarını kaydederek yaşanan her türlü sıkıntıyı gerekli yerlere çözüm önerileri ile birlikte sunduklarını ifade etti.

ÜRETİCİ HER ZAMAN HAKLIDIR

Kendisinin de tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, üreticinin yaşadığı sıkıntıları bizzat kendisinin de yaşadığını kaydeden Özkul, “Elma para etmediği zaman “ziraat odası gerekli duyurusunu yapmadı ve gerekli Pazar oluşturmadı” gibi bazı haklı olarak üreticimizin sözleri olacaktır. Tabi ki biz bunlara alışığız. 23 bin kayıtlı çiftçimizi temsil eden bir meslek kuruluşunun başında olan bir başkanım aynı zamanda hem hayvancılık hem de tarım sektöründe üreten bir başkanım. Burada elmanın para edip etmediği, gübre ve mazotun kaç para olduğunu, yerel yöneticilerle istişare edilip edilmediğini yani bunları birebir yaşayan bu sorunları gerekli yerlere hem sözlü hem de yazılı olarak gündeme getiren benim. Ama üretici her zaman haklıdır.

Bu konuda biz depolardaki elmaların ne olduğunu şu an üreticinin ne durumda olduğunu da biliyoruz. Ne yazık ki ülkemizin ve dünyanın nasıl bir virüsle karşı karşıya kaldığını hepimiz biliyoruz. Kim ne derse desin bu seneki elmanın şu anda depoda kalmasının pazar bulamamasının en büyük sebeplerinden biri tüketicilerin alım gücünün olmamasıdır. Çivril’de bir fabrikamız yok ama büyükşehirlerdeki fabrikalarda çalışan kişileri göz önüne aldığımızda asgari ücretle çalışan herhangi bir kişiden yola çıkarsak; bu kişi hele pandemiden dolayı iş yerleri kapanmış günlük geçim derdine girmiş bu türlerdeki insanların narenciyeymiş, elma, armutmuş zaruri ihtiyacı dışında ne alır ki. En büyük sebeplerden bir tanesinin bu olduğunu düşünüyorum.

BU SENE DEPOLARA ÇALIŞIYORUZ

Elmaların depolarda kalmasının bir nedeninin de ihracat yapılamamasından kaynaklandığını kaydeden Özkul; “İhracat olmadığı müddetçe iç piyasada elmayı tüketmemiz mümkün değil. Şu an da bir kilogram elmanın ve bizim üreticimizin bir kasa elmanın maliyetinin ne olduğunu muhakkak ki çiftçilerimiz çok iyi biliyor. Ama en az bizlerde onlar kadar bilen kişiyiz. Onlardan daha çok biliyoruz demeyelim, ben de üreticiyim. Bu sene depoya çalışıyoruz. Biz bu konuda satışını yaptırabilmek için bölgesel basında yer aldık. Aynı gazeteleri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezine gönderdik. Türkiye genelindeki oluşturulan dergide de genel merkez aracılığıyla bu konularla yer aldırdık. Siyasilerle görüştük.”dedi.

BİZİM BELEDİYEMİZDEN TALEP GELMEDİ

Türkiye’de bazı belediyelerin zor durumda olan üreticinin ürünlerini satın alarak destek olduklarını ama Çivril belediyesinin böyle bir çalışma içerisinde bulunmadığını ifade eden Özkul, “Mesela, Niğde’deki patatesin para etmediğini belediyenin sahip çıkıp belediye aracılığıyla alınıp satıldığını gördük. Bizlerde bu şekilde bir şeyler bekliyoruz. Çivril Belediyesinden bu yönde herhangi bir talep gelmedi. Yerel yöneticiler ile biz bir sivil toplum örgütü meslek kuruluşu isek buradaki sorunları hep beraber çözmemiz gerekir. Hep beraber bir araya gelip sorunları beraberce paylaşıp çözüm noktalarında üretkenlik durumuna geçmemiz gerekir.”dedi.

ÜRETİCİMİZ PARA EDİNCE ARAMAZ HEP ETMEYİNCE ARAR

Ziraat odası olarak her zaman üreticinin haklarına savunduklarını vurgulayan Özkul; “ İlaçlı dediğimiz depoya elma koyuyoruz. Ağaçta 2 bin 250 liraya satılan elma şu anda ilaçlı depoda 2,700 veya 2,800’dir. Bu ne demektir? Bunun bir lira masrafı var. Ağaçta 2,200 vermediğimiz şu anda 1,800-2 liraya gelmiş olacak. İlaçsız olan depolarda ise kilogramı 1,600 ile 1,700 bunların da zaten 60-70 kuruş depo masrafı var. Benim çiftçim ne kadar bunu biliyorsa bizde en az o kadar biliyoruz. Çünkü ben de depoda elması olan kişilerden birisiyim. Tabi ki her zaman bizim üreticimiz elma para ederse ziraat odasını hiç arayan soran olmaz. Para etmediği zaman arar. Ama bizde para etsin etmesin devamlı üreticinin haklarını savunmak için mücadeleyi de hiçbir zaman elden bırakmadık. Kimse sanmasın ki mücadele etmiyoruz. Ama bizim ne yazık ki şöyle bir durumumuz var. Bugün Türkiye Ziraat Odaları Birliği, bakanlık ya da diğer siyasiler olsun bizim onlara talimat verme gibi bir yetkimiz yok. Tavsiye niteliğinde sorunları dile getiriyoruz ve çözüm noktalarını kendi çapımızda belirtiyoruz. Onlardan bekliyoruz.”dedi.

BİRLİK KURMAK İSTEDİK ÜRETİCİMİZ YANAŞMADI

Meyve üreticileri birliği oluşturmak istediklerini fakat hiçbir üreticinin bir araya gelmediğini ifade eden başkan Özkul, “Diğer türlü bizlerin eksiklikleri yok mu? Çok! Biz yıllardan beri meyve üreticiler birliğini kurmaya teşebbüs ettiğimiz halde hiçbir üreticimiz bir şekilde bir araya gelip bu birlikteliği oluşturamadık. Çiftçiler her zaman diyor, Ziraat odası şöyle ilçe tarım böyle. Denizli’nin hiçbir ilçesinde olmayan burada bizim ilaçlama ile ilgili uyarı sistemlerimiz var. İlçe potansiyeli olarak hem elmada hem zirai mücadele ile ilgili sorunları gidermede ve pazarlamada en iyi noktalardayız.”dedi.

ELMA KASASININ ÜSTÜ NEYSE ALTI DA ÖYLE OLMALI

Elma üreticisinin elma paketlerken üstüne güzellerini altına kötülerini koyduklarını kaydeden Başkan Özkul, “Fakat eksikliklerimizi hep beraber gidermemiz gerekir. Üretici de birazda kendisini toparlaması gerekir. Yerel bir basınız. Kendi çapımızda bunu paylaştığımızı düşünüyoruz. 10 gün öncesi hediye amaçlı elma getirttik.22 kilogram elma kasasını getirdik ve ilk iki sırasına baktık ki yumruktan iri ama altına indikçe küçük. Yani bizim üretici olarak bunlardan vazgeçmemiz gerekiyor. O şekilde pazarlamayı daha iyi yapacağını düşünüyor ama yanlış yapıyor. Biz tüccar işini bırakıp müstahsil olaraktan en üstteki elmanın kalitesi neyse en alttaki elmanın kalitesi de o olması gerektiğini düşünmeliyiz. Biz bunu yapmadığımız sürece her geçen gün daha fazla sıkıntılar olacak. Gelen tüccar elma kasasına baktığında altı üstü düşünmemesi gerekir. Şu an Emirhisar’daki tesisimizde her ne kadar şahıs da olsa faaliyete geçti. Boylama tesisimiz bir şekilde faaliyete geçmesi de bizim çiftçimiz açısından fayda getirecek. Her ne kadar gözle, elle seçsen boylama yapsan da makine gibi seçmesi olmuyor. Bunlara da dikkat etmemiz gerekiyor.”ifadelerini kullandı.

LABORATUVARIN DEĞERİ BİLİNMİYOR

Türkiye’de ilçe bazında 54 tane olan toprak laboratuarından bir tanesinin Çivril’de bulunduğunu ve üreticilerin bunun değerini bilmemesinden dolayı laboratuarın kapanmakla burun buruna olduğunu kaydeden Özkul, “Türkiye’nin ilçe bazında 50-54 tane toprak laboratuvarı var. Onlardan bir tanesi de biziz. Şu an da biz toprak tahlil laboratuvarını ayakta tutmak için var gücümüzü harcıyoruz. 23 bin kayıtlı üye var. 19 bin aktif üyemiz var ve hiç biri toprağını alıp tahlil yaptırıp ben bu şekilde gübreleme yapayım diye gelmiyor. Atadan kalma düşünceyle gelip gübreciye 20 torba bana 18-46 ver 50 torba 3-15 ver deyip alıp gidiyor. Belki bu toprakta o gübre hiç kullanılmayacak. Ben toprak tahlilini kapatmamak için var gücümüzü harcıyoruz. Bakanlık diyor ki sen bunu kapatacaksın. Ben ise çiftçiye hizmet vermek için elimde tutacağım. Bunun içinde iki ziraat mühendisini çalıştırmak zorundasın. Devletinde bugün çatakla ilgili iyi tarım uygulamalarını kaldırdı. Önceden zorunlu olarak toprak tahlili yaptırıyorlardı. Çiftçi destek alamayınca toprak tahlili de yaptırmıyor. Ezbere gübreleme yapıyor. Bizim bunlardan kurtulmamız gerekir. Gübre, mazot bu kadar pahalı iken bilinçsizce ezbere gübrelemenin hiçbir anlamı yok. En kötü gübre şu anda 110 lira 180 liraya kadar gidiyor. Burada toprak tahlili yaptırsa belki o tarlaya on torba değil de sekiz torba yeterli olacak. Bizim bunları çiftçimizle beraber çözmemiz gerekiyor. Çiftçimiz hiçbir zaman onları düşünmüyoruz, onlar için çalışmıyoruz şekilde düşünmesin. Biz onları burada en iyi şekilde temsil etmek için elimizden geldiği kadarıyla var gücümüzü siyasilere de gerekli yerlere aktarmak için uğraşıyoruz. Hatta BAĞ-KUR prim borçlarının çok yüksek olduğunu ve çiftçimizin ödeyemediğini dile getirdim. Bakanımız bu konuyla ilgili çalışma yapacağını söyledi. Hala şu an bir şey yok ama biz çalışma yapmalarını bekliyoruz. Çiftçilerimiz zannetmesinler ziraat odası ilgilenmiyor. Ben her işimi bırakıp özellikle çiftçinin sorunuyla ilgili ister yerel yönetici isterse siyasiler olsun her biriyle her şekilde anlatırım sorunları dile getiririm, çözümleri de ortaya sunarım. Bizim kimseden bir beklenti ya da çekincemiz yok.”şeklinde konuştu.