Genç diyetisyen Tuğçe Yiğit Cumhuriyet Caddesi Halkbank karşısında açtığı işyerinde hizmete başladı.

Çivril’in yetiştirdiği isimlerden biri olan Diyetisyen Tuğçe Yiğit’i yakından tanımak ve mesleği hakkında kısa bilgiler almak için yaptığımız kısa söyleşimizde doğru bildiğimiz yanlışlar hakkında çok çarpıcı bilgiler aldık.

ÇİVRİL’İN YENİ DİYETİSYENİ VAR

Tuğçe Yiğit kimdir?

Aslen Çivrilliyim. İlkokul ve lise hayatım Çivril de geçti. İzmir Ege Üniversitesinde eğitimimi tamamladım. Yaklaşık bir buçuk yıl önce mezun oldum. Stajımı Denizlide yaptım.

Sporcu beslenmesi, obezite beslenmesi, Anne-çocuk beslenme, Metabolizma hastalıklarında beslenme gibi konularda çalışma fırsatım oldu. Daha sonra mesleğimde daha güzel bir adım atabilmek için Çivril’e dönmeye karar verdim. Yaklaşık üç hafta önce Çivril’de ofisimi açtım ve burada hizmet vermeye devam ediyorum.

Burada verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?

En çok dönüşleri sosyal medya hesaplarından alıyorum. Danışanlarıma önce bir randevu tarihi belirliyorum. Ön görüşmede diyet planı ve ölçüm planını nasıl yapacağımızı görüşüyoruz. Bir sonraki tarih için randevu ayarlıyoruz. Bir sonraki görüşmede vücut ölçüm cihazında yağ, kas oranı, ödem oranı, metabolizma hızı, metobalik yaşını, bölgesel yağlanmalarını ölçtüğümüz bir aletimiz var onunla birlikte bir ölçüm alıyoruz. Bazal metabolizma hızını veriyor. Diyetimizi planlıyoruz, haftalık ve aylık görüşme sağlıyoruz. Whatshapp üzerinden online takip sağlıyoruz. Gerek Çivril’den, gerek şehir dışı hatta yurtdışından bile danışanlarıma online diyet hizmeti de veriyorum.

Bölgelere göre kişinin beslenme şekli de değişiyor. Çivrillilerin beslenme şeklini nasıl buluyorsunuz? Doğru bildiğimiz yanlışlar nelerdir?

Yaklaşık bir buçuk yıldır bunun üzerine yoğun çalışmalar yapıyoruz. En çok aldığım sorular şöyle oluyor; ‘ben hiç bir şey yemiyorum’, ‘çok az besleniyorum’, ‘iki öğün besleniyorum ama yine de kilo almaya devam ediyorum.’

Aslında yaptığımız en büyük yanlışlardan bir tanesi bu az yemek, iki öğün yemek veya kişiye göre tek öğün yemek. Böyle beslendiğimizde asıl problem ortaya çıkmış oluyor. Çünkü; vücudumuz için almamız gereken kaloriyi gün içinde alamadığımız da yeni bir öğüne oturduğumuz zaman daha çok karbonhidratlı daha şekerli daha kalorilisi yüksek, hızlı bir şekilde kalori alabileceğimiz besinlere yöneliyoruz. Bu bizim için asıl tehlikeyi oluşturan durum oluyor. Ayrıca açlık durumunda vücudumuz bir korumaya giriyor ve tokluğa yaklaştığında bunu depolama gereği duyuyor. Çünkü büyük bir kıtlıktan çıkmış gibi düşünebiliriz. Bunu tamamlamak adına yağa sebep olabiliyor. Asıl problem burada başlıyor.

En çok aldığım dönüşlerden diğer ise ‘limonlu su yağ yakar mı?’ ‘Sirkeli su yağ yakar mı?’ ‘Kahve içmek kilo vermekte çok faydalı mı?’ şeklinde oluyor.

Evet, belli besinlerin kilo vermede çok büyük faydaları var. Fakat bunları sağlıklı beslenme düzenimizin içine koyabildiğimizde metabolizmayı hızlandırıcı etkisi olabiliyor veya ödem atıcı etkisi olabiliyor. Fakat bunun için öncelikle doğru beslenme planımızı yapıp diğer ek gıdalarla ek içeceklerle bu beslenme öykümüzü taçlandırmamız gerekiyor. Asıl mevzu burada başlıyor.

KESİNLİKLE EKMEK TÜKETMELİYİZ

Doğru bildiğimiz yanlışlar arasında yer alan ‘ekmek kilo aldırır’ inanışına Diyetisyen Tuğçe Yiğit çok ilginç açıklamalarda bulunarak kesinlikle ekmek tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Danışanlarını çok şaşırtan ekmek yenilip yenilmemesini Yiğit şöyle anlatıyor;

Asıl bahsetmek istediğim konuşlardan bir tanesi de ekmek konusu. ‘Ben zaten hiç ekmek yemiyorum,’ ‘Ben ekmek yemem bana kesinlikle ekmek yazmayın’, ‘ekmek bana kilo aldırıyor’ diye dönüşler alıyorum. Aslında tam tersi ekmek bizim içim çok güzel bir karbonhidrat, protein ve B vitaminleri kaynağı. Bağırsaklarımızın, midemizin çalışabilmesi, B12 ve B vitaminlerimizin vücudumuzda eksik olmaması için çok güzel bir lif kaynağı olarak bizim için güzel bir yiyecek. Kesinlikle ekmek tüketmemiz gerekiyor. Kişiye göre tabi ki günlük alınması gereken ekmek dilimi miktarı değişecek ama ekmek grubu yerine geçen besinler de var. Ekmek yemediğimiz halde patates, mısır, poğaça, börek, pide ya da çorba bunlar ekmek yerine geçen gıdalardır. Ekmek dönüşümünü bunlardan da sağlayabiliyoruz. Fakat pilav, makarnadan ziyade asıl ekmekten kaloriyi almayı tavsiye ediyorum. Çünkü pilavı, makarna gibi besinler kullandığımız zaman yağ miktarını doğru ayarlayamayabiliyoruz. Glutamin indeksi diye sorunlar ortaya çıkıyor. O yüzden ekmeği daha çok tavsiye ediyorum.

Bir de günümüzde bulunan bilgi kirlilikleri arasında glutenle alakalı problemler var. Glutenli beslenmeli miyiz? Gluteni hayatımızdan çıkarmalı mıyız? Bundan bahsetmek istiyorum. Gulten aslında buğdayda çavdarda ve yulaflarda bulunan bir protein. Sağlıklı bir bireyin gluten sindirimi gibi bir problemi olmuyor. Fakat gluten intoleransı ve ya Çölyak hastalığı gibi bir probleminiz varsa asıl glutenle alakalı problem burada ortaya çıkıyor. Sağlıklı bir birey için bu asla kötü anlamda bir durum ifade etmiyor vücudumuzda.

Danışanlarınızda bu motivasyonu nasıl sağlıyorsunuz?

Öncelikle yeni başladığım için benim motivasyonum danışanlarımdan daha yüksek. Kilo almak ve ya kilo vermek sağlıklı ideal ağırlığa danışanlarımı çekebilmeyi gerçekten karşıdaki insanlardan daha fazla istiyorum. O yüzden takip etme anlamında danışanlarımın peşini bırakmıyorum. Güler yüz ve motive edici cümlelerle birlikte hazırladığımız diyet planlarıyla, tek tek konuşarak, ben o yiyeceği seviyorum sevmiyorum onun yerine bunu değiştirebilirim, değiştiremem tarzında diyalogla aslında sıkıcı bir diyet programından uzaklaşıp daha hayatımızın içine koyabileceğimiz, daha bizi motive eden ve isteyerek yapabileceğimiz, hayatımızın kalanını o şekilde devam ettirebileceğimiz bir plan hazırlamak aslında ilk hedeflerimin arasında.