“Sadece Yeşil Kartımız Var”

Maddi yönden zorluk yaşayan ve evleri olmayan Özkan ailesi Beydilli’de bulunan eski okulda yaşamlarını sürdürüyor. Göçme tehlikesi olan okul binasında eşi ve 10 yaşındaki kızı ile birlikte yaşayan Fadime Özkan evlerinin geçimini sağlamak için keçi güdüyor. Okulda yaşadıkları ve keçilerine burada baktıkları için komşularının şikayetçi olduklarını kaydeden Fadime Özkan,Üç çocuğum var. Biz burada eşim ve kızım ile birlikte yaşıyoruz. Eşimin maaşı yok, kızım okuyor. Sadece yeşil kartımız var. Elimizde olan keçilerden başka geçimimizi sağlayacak herhangi bir şeyimiz yok. Yaşadığımız bu yer önceden Beydilli İlkokuluydu. Okullar kapatılınca biz buraya geçtik. Çünkü kalacak herhangi bir evimiz yok. Çevreden bizi buradan çıkartmak için uğraştılar.” dedi.

“Yağmur Yağınca Leğen Koyuyoruz”

PİSLİĞİN İÇİNDE ÖLÜP GİDECEĞİM

Çatısı tamamen çürümüş ve kiremitleri kırılmış olan okulun Yağmur yağdığı zaman her yerinden su aktığını vurgulayan Fadime Özkan, “Yağmur yağdığı zaman leğenleri diziyoruz. Eski bina her yerinden su akıyor. Su akmasa da çürük tavandan toz bir anda yere iniyor. Her yer batıyor.” dedi.

“Fakir Geldik Fakir Gideceğiz”

Isparta’nın Eğirdir ilçesi Sarıidris köyünden Beydilli’ye gelin geldiğini ve ne evlenmeden önce ne de evlendikten sonra gün yüzü görmediğini göz yaşları ile anlatan Fadime Özkan, “Isparta’nın Eğirdir ilçesi Sarı İdris köyünden buraya gelin geldim. Anne evimde de aynı yoksulluk vardı. O zaman da fakir idik, koca evi de aynı fakiriz. Fakir geldik, fakir gideceğiz. 52 yaşındayım ve bu yaşıma kadar bir gün yüzü görmedim. Devletten tek istediğimiz ev yapması. Ev yapmak için bize tapulu yer soruyor. Fakir de tapulu yer ne arasın” diye konuştu.

PİSLİĞİN İÇİNDE ÖLÜP GİDECEĞİM

“Pisliğin İçinde Ölüp Gideceğim”

Beydilli Ören mevkiinde devlet arazisi üzerine derme çatma bir yer yapmaya çalıştıklarını ama komşuların burayı da şikâyet ettiğini kaydeden Özkan, “Okul tepemize göçecek diye dağın yamacına derme çatma bir yer yapmaya çalıştık. Keçilerin kaçmaması için duvar örecektik ama yine şikâyet ettiler duvarı yıktırdılar. Bağlı olmayan keçiler gerili bir yer olmadan nasıl duracak? Devletimizden burayı bize yaşanabilir ev haline getirivermesini istiyoruz. Hiç temiz bir evim olmadı. Hiç sıfır eşyam olmadı. Ne çamaşır makinesi gördüm ne bulaşık makinesi gördüm. Ölmeden temiz bir evde yaşamak istiyorum. Pisliğin içinde ölüp gideceğim. Kolum çatlak, çamaşır, bulaşık yıkarken çok zorlanıyorum.” dedi.

“Vakıftakiler İki Keçi Sat Al Kömürünü Dedi”

Vakıftan kömür aldıklarını ama keçileri var diye o yardımı da kestiklerini söyleyen Özkan şunları kaydetti: “Yaşadığımız yeri gelip gördüler. Sadece kömür alıyorduk onu da vermediler. Keçiler var iki tane sat kömürünü al dediler. İki keçi ile ne yapılır? Kömür ile bitmiyor. Keçileri satarsak ondan sonraki süreçte geçimizi ne ile sağlayacağız.”

PİSLİĞİN İÇİNDE ÖLÜP GİDECEĞİM

“Ne Tablet Var Ne Bilgisayar”

Annesinin en büyük destekçisi olan 11 yaşındaki Yağmur Özkan, okulların uzaktan eğitime geçmesiyle ne yazık ki derslerinde geri kalıyor. Ne bilgisayarı ne tableti olan Yağmur Özkan babasının telefonundan derslerini takip etmeye çalışıyor. Sadece elinde kitapları olan Yağmur Özkan, “Dersleri takip edemiyorum. Ortaokula geçtim. Uzaktan eğitim bizler için çok kötü oldu. İnternet yok, tablet yok, bilgisayar yok. Gümüşsu İlkokulunda okuyorum. Büyüyünce doktor olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.