Çocuk yaşta başladığı mesleğin son temsilcisi olarak mesleğini yaşatmaya çalışan Hüseyin Öksüz asırlık mesleğin yaşaması için elinden gelen gayreti gösteriyor. Ailesinden kalan yaklaşık 400 yıllık evin alt kısmında kurduğu atölyede kepenek yapan Hüseyin Öksüz “bir zamanlar Alfaklar kepenek ve yün merkeziydi şimdi yapan sadece ben kaldım. Bende unutulmasın diye elimden gelen gayreti gösteriyorum” dedi.
İlkokuldan sonra ustasından öğrendiği mesleği 48 yıldır devam ettiren Hüseyin Öksüz mesleğinin unutulamaması için çaba sarf ediyor. Çal bölgesinde keçe ve kepenek yapan tek kişi olduğunu belirten Hüseyin Öksüz 20 yıl öncesine kadar Denizli ve çevre illerden yün getirir günlerce işler ve kepenek yapardık. Şimdi çoban azaldı hayvancılık azaldı kepenek ihtiyacı azaldı. Eskisi kadar talep yok ama mesleğin yaşaması için halk eğitim ve Belediye desteği ile kepenek ve keçe yapıyorum” dedi.
Yünden yapılan eşyaların önceki yıllarda çok revaçta olduğunu belirten Öksüz “önceden yün vazgeçilmezdi. Evin ve hayatın her aşamasında vardı. Biz daha çok kepenek ve keçe yatak yapıyorduk. Her üründe olduğu gibi yatak ve çobanların kıyafetleri modernleşti. Zamanla kepenekten vazgeçildi, sonra keçe yatak ve yün eşyalardan. Mesleği yapanlar azaldı. Bugün Çal bölgesinde benden başka bu işi yapan yok. Bende Halk eğitim merkezi ve belediye işbirliği ile yapıyorum” dedi.
Çobanların kullandığı kepeneğin çok değerli olduğunu belirten Hüseyin Öksüz “kepenek çobanlar için çok kıymetli bir eşyadır. Sıcak ve soğuktan korur. Önceden çobanlar kepenek yaptırmak için gelirdi. Üç günde iki kepenek yapardık. Yoğun çalışırdık, şimdi eskisi kadar talep yok ama yine de yapıyoruz” dedi.
Yünün insan sağlığı için çok faydalı olduğunu altını çizen Hüseyin Öksüz “yün insan vücudu için çok faydalı. Yatak olarak kullananlar olurdu. 10 yıl öncesine kadar keçe yatak yaptırıp yatağının altında kullananlar vardı. Yün kışın sıcak yazın serin tutar, terletmez, negatif elektriği alır. Her anlamda insana sağlık verir. Şimdi her şey modernleşti. Yün unutuldu. Hastalıklar başladı” dedi.
Keçe ve kepenek yaparken kullandığı desenleri kendi hazırladığını belirten kepenek ustası Hüseyin Öksüz “bu desenlerin bir çoğu ustamdan kaldı. Diğerlerini de kendim hazırladım. Yün dükkâna girdikten sonra önce temizlerim. Makineden geçirir içinde kalan tüm parçaları temizlerim. Temizlenen yünü hasıra sereriz, eşit şekilde dağıttığım yünün altına yapmak istediğim deseni hazırlar üstüne yün atarım. Sonra sekpi dediğimiz kendi yapmış olduğum ağaç aletle yünü eşit olacak şekilde yayarız. Ayağımızla ve dizimizle biraz sıkıştırır sonra da makinede döveriz sıcak su sabun ve makinen darbeleri ile yün keçeleşmeye başlar. Uzun bir işlemden sonra keçe haline gelen yünü çıkarır ve son düzenlemeleri yaparız” dedi.
Makineleşme olmadan önce keçe ve kepenek yapımının tamamen el işçiliği ve insan gücü ile olduğunu belirten Hüseyin Öksüz “ben çırakken keçe ve kepenek yapım aşaması tamamen el işçiliği ve insan gücüne dayanıyordu. Zamanla makineler geldi. Dövme ve temizleme işleminde makine kullansak da işin büyük kısmı yine el işçiliği ve ustalığa dayanıyor” dedi.