Yeşilçam'ın efsane ismi, ünlü yapımcı ve film yönetmeni Türker İnanoğlu, 88 yaşında hayata veda etmişti. 2 Nisan’da vefat eden Türker İnanoğlu bugün son yolculuğuna uğurlanıyor. Yeşilçam’ın ünlü isimlerinden Gülşen Bubikoğlu ile evli olan Türker İnanoğlu için ilk tören, TİM Show Center'da düzenlendi. Törene, Kültür ve Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy katılırken, sanat camiasından Ali Sunal, Hülya Koçyiğit, Sunucu Cüneyt Özdemir, Cem Yılmaz, Zafer Ergim, İlker Aksum, Tamer Karadağlı, Birol Güven, Kerem Alışık ve çocukları İlker İnanoğlu ile Zeynep İnanoğlu Özdemir veda için salondaki yerlerini aldı. Törenden sonra İnanoğlu, Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Kanlıca Aile Mezarlığı'na defnedilecek.

“Türker İnanoğlu’nun önce iyi anlaşılması sonra da örnek alınması gerektiğine inanıyorum”

Törende Kültür ve Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy, “Türker İnanoğlu’na Allah’tan rahmet, saygıdeğer İnanoğlu ailesine ve sanat camiasına sabırlar diliyorum. Hepinizin başı sağ olsun. Ben Türker abiyi Atlas Sineması ve Müzesi Restorasyon ve Yeniden İhya Projesi sırasında yakından tanıma fırsatı bulmuştum. O sıralarda Türker abi, Atlas Sineması’nda bakanlığın kiracısı ve işletmecisiydi. Sözleşmesi de devam ediyordu. Kendisini ziyaret edip, proje konusunda bilgilendirdik. Görüşlerini ve önerilerini rica ettik. Kendisine, ‘abi sizin sözleşmeniz devam ediyor ve bizim böyle bir projemiz var, izniniz olursa biz bu projeyi hayata geçirmek istiyoruz’ dedim. Hiç tereddüt etmeden, bir an önce başlamamızı ve elinden ne geliyorsa her türlü desteği vereceğini söyledi. O gün anladım ki, söz konusu beyaz perde, kültür ve sanat olduğunda Türker abi de ‘hayır’ yoktu. ‘Nasıl yapabilirim, nasıl destek olabilirim’ vardı. Her zaman takdir ettiğim ve saygı duyduğum bir insan. Yine yaklaşık 3 ay önce Atatürk Kültür Merkezi’nde kendisiyle bir araya gelmiştim. Zaman zaman, sağlığı izin verdiği anlar da, fırsat bulduğumuz da kültür ve sanat, projeler konusunda görüşlerini alırdık. Çok faydalı, değerli bir insandı. Yeşilçam yapıtları, sinema salonları, video, televizyon, eğitim, müze daha birçok önemli projeyi 88 yıllık yaşamına sığdırmış durumda. Tam bir beyaz perde sevdalısı diyebilirim. Türker İnanoğlu’nun önce iyi anlaşılması sonra da örnek alınması gerektiğine inanıyorum. Bu sabahta Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda aramızda konuştuk Haziran ayında, çok büyük emekleri olan Atlas Sinema Müzesi’nde Türker İnanoğlu sergisi açmaya karar verdik. Son olarak ben bir insanın en büyük eserinin, yetiştirdiği insanlar olduğuna inanıyorum. Türker abi bu ince zanaatın en büyük ustasıydı. Mekanı cennet olsun” diye konuştu.

“Seçtiğim ve seçildiğim ilk arkadaşım Türker abi”

Törende konuşan Ali Sunal, “Türker abiyi şöyle anlatabilirim ben. Benim ilk arkadaşlarımdan biriydi. Babamla çok şeker bir dostlukları vardı. Küçüklüğümde çok dikkatimi çekmişti. Müthiş anlaşıyorlardı, gülüyorlar, sohbet ediyorlardı. Sonra bir anda iş konuşuyorlardı. O arada Türker abi beni keşfetti. Sahne için değil, kenarda paşa gibi duran beni keşfetti. Ben onun ilgisini çektim diye düşünüyorum. Benimle arkadaşlık kurdu. Aramızdaki yaş farkına rağmen beni en ilgili, en dikkatli, en güzel dinleyen insanlardan biriydi. Koca adam ben de ne buluyor diye düşündüm tabii. Tatlı, hoş, benim akranım gibi, çocuk gibi, benimle sohbet eden, beni seven, ben uyurken rahatsız olurum diye uykuya dalana kadar sabırla başımda oturan, saçımı okşayan, masallar anlatan bir Türker abi hatırlıyorum. Benim yaşımda çocukların ilkokuldan, gittiği okulda ve sınıftan arkadaşları olur. Onların dışında kendi seçtiğim ve seçildiğim ilk arkadaşım Türker abi olabilir. Mekanı cennet olsun. Ona çok teşekkür ediyorum bana bu güzelliği yaşattığı için” dedi.

“Hepimizin hayatında onun etkisi var, onun dokunuşu var”

Hülya Koçyiğit ise, “Hepimiz onu tanıyoruz. Hepimizin hayatında onun etkisi var, onun dokunuşu var. Her şeyden önce Türk sinemasına çok değerli katkıları var. Çalışma hayatımız, düzensiz, dengesiz, bunun bir raya oturması gerekiyor. Toplantılar yaptık. Çalıştay yapalım diyoruz. Dönem dönem sinema çıkmazlara girdi. Bunun halledilmesi için gelişimci, kendine güvenen Türker İnanoğlu, bizi alıp Ankara'ya götürdü. Kültür Bakanlığı'nı ziyaret ettik. Türker’in önderliğinde, onun toparlamasıyla, mecliste karar çıkması için çaba sarf ettik. Söylemek istediğim şu; o bir sinema aşığı, sinema tutkunu, sinema için yapmadığı yok. Hepimizin hamisi, onun emeklerine çok büyük saygı duyuyorum. Bugün bir devir kapandı onunla beraber. Öyle güzel eserler bıraktı ki ardında ne mutlu böylesine yaşanmış bir hayata” ifadelerini kullandı.

“Keşke bir Türker İnanoğlu daha olabilseydi”

Tören de Cem Yılmaz, “1990’lı yılların ortasında ulusalın yaptığı talk şovlardan bir tanesinde çok kıymetli arkadaşım Meltem Cumbul bir Talk Show’a başlamıştı. Beni davet etti. Türker abi sonra bu video kaseti izlemiş. Önce Meltem'e demiş ki kızım mahalleden arkadaşlarını niye bu çağırıyorsun? Yok muydu tanıdık, birileri diye sormuş. İlk öyle tanışmıştık. Daha sonra 2003 yılından itibaren ben buradan binden fazla defa sahneye çıktım. Her seferinde değil belki birçok başka işi olduğu için bin gösterinin bininde gelmedi. Yalan olmasın. Çoğunda kulise geldi. Ve hep en çok sizlerin arasında seni seviyorum derdi. Buna inandırdı. Ben de en çok beni seviyor zannediyordum. Sonra diğer meslektaşlarımdan, büyüklerimden duyduğum birçok kişiyi seviyormuş. Birçok kişi de onu derinden seviyormuş. Kuliste gelip bir ihtiyacınız var mı diye sorması çok çarpıcıydı. Bana da her sahneye çıkmadan önce oğlum bir ihtiyacın var mı derdi. Keşke bu soru şimdi sorulsa. Evet bir ihtiyacımız var. Keşke bir Türker İnanoğlu daha olabilseydi. Kendisine her şey için teşekkür ediyorum. Başta Gülşen abla, Zeynep ve İlker abi, aile olmak üzere baş sağlığı diliyorum. Başımız sağ olsun. Sağ olun” şeklinde konuştu.

Büyükşehir'den Zafer Kupası Turnuvası Büyükşehir'den Zafer Kupası Turnuvası

“Eğer beni duyuyorsan, seni çok sevdiğimi bilmeni istiyorum”

Türker İnanoğlu’nun kızı Zeynep İnanoğlu Özdemir, “Babam önemsediği konuları kimseye emanet etmezdi. Çok büyük bir titizlikle son vedasını planladı. Benim vefat durumunda yurt dışında olacağımı düşünmüştü, tahmin etmişti. O yüzden oradan uçağa yetişmemden tutun da, buradan cenaze detaylarına kadar her şeyin üstünden birkaç kere geçmiştik. Bütün bu hazırlıklar, planlamalar yaşanan acıyı hiçbir nebzede azaltmıyormuş, onu söyleyebilirim. İşte o böyle bir insandı. Her zaman detaylara hakimdi, çalışkandı, disiplinliydi ve çok gururluydu. Duygularını göstermemekle beraber aşırı duygusaldı. İşine, mesleğine, çalışma arkadaşlarına inanılmaz bağlıydı. O kadar hep şanslı olduğunu düşündüm. Çünkü bu hayatta, bu ömürde çok sevdiğiniz bir işi bulup, bir ömür boyu onu yapmak bence çok büyük bir şans. Ona bir iki şey söylemek istiyorum. Bugün Bir kere çok insana dokundu, çok eser bıraktı. Hiç durmadan üretti. Eğer bugün burada sizleri görseydi çok mutlu olurdu. Tam istediği veda buydu. Sevgili baba, eğer beni duyuyorsan, seni çok sevdiğimi bilmeni istiyorum. Çok özleyeceğimi bilmeni istiyorum ve aynı zamanda isminin ve anılarının bizlerle yaşamasını, yaşaması için elimden gelen her şeyi yapacağımı bilmeni istiyorum. Sağ olun, eksik olmayın” dedi.