Ölümsüzlük meyvesi diye adlandırılan hünnabın faydaları saymakla bitmiyor. Homa’nın en eski hünnap yetiştiricilerinden biri olan ve hünnap fidanını Türkiye’nin dört bir yanına ulaştıran Hasan Bulut hünnap yetiştiriciliğinin inceliklerini gazetemize anlattı.

En az 300 yıllık olduğu tahmin edilen hünnap ağaçlarına sahip olan 75 yaşındaki Hasan Bulut hünnap yetiştiriciliğini herkese tavsiye ediyor.

Çekirdekten fidan yetiştiren Hasan Bulut’un bahçesinde 15 çeşitten fazla hünnap bulunuyor. Her ağaçta farklı aromaya sahip olan hünnap meyvesini bahçede tadabiliyor ve istediğiniz cins hünnabı satın alabiliyorsunuz.

ÇİVRİL’DE HÜNNAP ZAMANI

Hünnap bahçelerine hiç bir ilaç atmayan Hasan Bulut; “ Bugüne kadar bu bahçede hiç ilaçlama yapmadım. Kesinlikle bir ilaç görmedi. Meyve ağacının kendinin kaldırabileceği bir kapasiteye sahip. Aynı insan gibi. Dolayısıyla kendi yükünden fazlasını ya atar ya da üzerinde kurumaya bırakır. Bizim izlenimimiz böyle. Dikkat ederseniz ağaçlarımızın kapasitesi oldukça güzel. Meyve tutumu oldukça güzel. Allah bana beklediğim her şeyi nasip etti diyebilirim. Sabır en büyük zenginliktir. Bereket versin demek, kanaat etmek demek bunlar malum bir zenginliktir. Alim olup da cahil insanların içinde oturamam. ” diyor.

Hünnap meyvesinin faydalarının saymakla bitirilemeyeceğini söyleyen Bulut; ” Halk arasında doktor meyvesini deniliyor. Saymakla bitmez faydaları. Şifalı bir bitki olduğu için aktarlarda bulunurdu. Şimdi her yerde bulunuyor. Benim tespitime göre insan sağlığına en az on beş şekilde etki ettiğini söyleyebiliriz. Okuduğum kitaplarda kolesterole birebir faydalı olduğu yazıyor. Osmanlılarda savaş yaralanmalarında ilaç olarak kullanıldığı yazıyor. Anavatanı Çin olarak ifade ediliyor. Orada da şifa bitkisi olarak biliniyor. Çay kaynatılırken demliğe bundan bir tane attığımız zaman o çayın özelliğini biraz daha güzelleştiriyor gibi geliyor bana. “dedi.

Eylül ayında toplanmaya başlanan hünnabın toplamasının kiraza göre daha kolay olduğunu ifade eden Bulut şu ifadeleri kullandı; “Kiraza göre daha kolay toplaması. Biraz da sevmek gerek. Sevilen şey ne kadar zor olursa olsun iyidir malum. Biz hünnabı seviyoruz. Enteresandır meyveleri öptüğüm bile oluyor selam veriyorum, onları seviyorum. O da bir canlı. İlgilenilen meyve ve çiçek daha güzel olur. Yeter ki çalışalım.

Bu meyvenin olgunlaşmaya başlaması Ağustos ayının sonu, Eylül ayının başlarında oluyor. Kızarması bir buçuk ay sürüyor. Hepsini aynı anda toplamıyoruz kademe kademe topluyoruz. Bu yönden de bir rahatlığı var. “

Bir ağacın cinsine ve büyüklüğüne göre en az 45-50 kilo hünnap verdiğini ifade eden Bulut; “Meyveleri ortalama altı ay tam şiddetli kışa kadar ağaçta kalabilir. Kolay kolay dökülmez. Öyle bir özelliği var. Ağaçta kalırsa da kurur, kuruyan meyveyi de silkerek toplar yine ticaretini yapabilirsiniz. Yaşı da kurusu da değerlendirebiliyor. O yüzden bir sıkıntısı yok.”

Çekirdekten yetiştirilen tüp fidan ve sürgün fidan olarak dikilebilen hünnap ağaçlarını üç yıl içinde meyve vermeye başladığını ifade eden Bulut, önü açık ve iyi gelir getiren hünnap yetiştiriciliğini herkese tavsiye ediyor.

İstanbul’da yaşayan yeğeni ve oğlu Ömer şehrin stresinden kurtulmak için hünnap bahçesinde çalışarak Hasan Bulut’a yardım ediyor.

İstanbul’da fotoğrafçılık yapan Ömer Bulut ata topraklarını terk etmeyi düşünmediğini ve bir süre sonra Homa’ya gelip yerleşeceğini ve hünnap yetiştiriciliğine devam edeceğini ifade ediyor.