Denizli’de birbirinden değerli tiyatro oyunları sahnelenmeye devam ediyor. 15 Mayıs Çarşamba günü Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezinde sahnelenen “12 Öfkeli Adam” oyunu, şüphesiz ki adını bu oyunların arasına yazdıran bir başka oyun oldu. Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnam’ın 1972’de idam kararlarının verilmesini konu alan oyun, oyuncuların gösterdiği performanslarla birlikte izleyenleri adeta büyüledi.

Deniz Gezmisin Idam Karari Bu Kez Denizlide Verildi3

Meclis Tutanaklarından Oyunlaştırıldı

Bu oyunu diğer oyunlardan ayıran en temel fark, tüm repliklerin bire bir meclis tutanaklarındaki konuşmalardan oluşuyor olmasıydı. Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnam için verilen idam kararının mecliste görüşülmesinin canlandırıldığı oyunda, o gün mecliste kullanılan cümleler bire bir olarak sahneye aktarıldı. Sadece oturma düzeni ve sahnelenme konusunda kurguya başvurulan oyunda, kültleşmiş olan “12 Angry Men (12 Öfkeli Adam)” filminden uyarlamaya başvuruldu.

Deniz Gezmisin Idam Karari Bu Kez Denizlide Verildi5

SUSUZ DÜĞLEKLER TEZGAHA İNDİ SUSUZ DÜĞLEKLER TEZGAHA İNDİ

“Tehditler Alıyoruz”

İdeolojik bir alt metne sahip olan oyun, karşıt ideolojiye sahip kişiler tarafından bazı şehirlerde tepkiyle karşılandı. Oyunda rol alan oyuncular arasında olan Hamit Demir, “Gittiğimiz yerlerin kimilerinde, ‘bedelini ödersiniz’ gibi tehditler alıyoruz. Bunları biz çok büyütmemek adına kullanmadık ama çoğalmaya başladı. Daha çok sağ tandanslı, fundemental milliyetçi kesimin öfkesini canlandıran, herhalde Deniz’lerin adı oluyor. Bu kişilerin örgütlü yapı içerisinde olduğunu görüyoruz. Biz oyunumuzu oynarken dışarıdaki afişlerimizin tahrip edildiğini gördük. Bir de o kişileri salona sokabilirsek sorun yok aslında. Bu bir ateşten gömlek, biliyoruz. Biz bu gömleği giydik. Bu, ülkenin bir geçmişi. Mazi, atide saklıdır gibi düşünüyoruz biz. Dolayısıyla, geçmişi geleceğimiz için konuşuyoruz.” ifadelerinde bulundu.

Deniz Gezmisin Idam Karari Bu Kez Denizlide Verildi4

Hangi Başlıklar Ele Alındı?

Oyun içerisinde, o dönemin gergin atmosferinden birçok doneler yer aldı. Deniz Gezmiş’in polise ateş açması, Gezmiş ve arkadaşlarının o dönemde Amerikalıları kaçırması, özel okulların kamulaştırılma tartışması ve 27 Mayıs’ta Adnan Menderes’in idamına tepkisiz kalındığı argümanları masaya yatırıldı. Masada bulunan 4 oyuncudan ikisi sağı temsil ederken, diğer iki kişi ise sol figürü temsil etti. Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnam’a mahkeme tarafından verilen idam kararını oylamaya geçildiği final sahnesinde solu temsil eden iki kişi sahneyi terk ederken, sağı temsil eden isimlerin dramatik bir ışıklandırma ve Ahmet Kaya’nın “Mahur” şarkısı eşliğinde ellerini kaldırması, salonda duygusal anlara sahne oldu.

Deniz Gezmisin Idam Karari Bu Kez Denizlide Verildi2

“Deniz’ler Kısmen Sömürülmüştür”

Oyunu yazan, araştıran ve yöneten Murat Karahüseyinoğlu, oyun hakkında genel açıklamalarda bulundu. Bu konuların, camiaları tarafından kirletildiğini düşünen Karahüseyinoğlu, “Deniz’ler ile ilgili bir şey yapmayı hep istiyorduk ama bunu şahsileştirmeden nasıl yaparız diye düşünüyorduk. Komisyon konuşmalarının kitabının yayınlandığını gördükten sonra dedim ki ‘Şimdi anlatabiliriz.’ Bu konular, bizim camiamızda bazıları tarafından kirletilmiş konular. Nazım nasıl sömürüldüyse, Deniz’ler de kısmen sömürülmüştür. Seyircilerden de haklı olarak ‘Bizim üzerimizden prim yapacaklar.’ düşüncesi vardı. Biz oyunu, özellikle bundan kurtarmaya çalıştık.” dedi.

Deniz Gezmisin Idam Karari Bu Kez Denizlide Verildi1

“Şu An Ülkenin Sorunu, Yasalara Göre Yaşamıyor Oluşumuz”

Dünden bugüne ülkemizdeki problemin değişmediğini vurgulayan Karahüseyinoğlu, “Ölüme gideceklerini bildiğimiz bir şey seyrettirdiğimiz için, sorun, meraktan ziyade bu sürecin nasıl geliştiğidir. Ne kadar akılla yaklaşan bir sol varsa, tamamen sabit fikirle yaklaşan bir sağ olması ve hiç değişmemesi, iki tarafın da kendince haklı olması ilginç olan şey zaten. Sorun olan ne? Yasalara ve hukuka dayalı bir oyun kuralına uyulmaması. Şu an da sorunumuz bu. Şu an ülkenin sorunu, yasalara göre yaşamıyor oluşumuz. Hakim dediğin hakim değil, mahkeme dediğin mahkeme değil, yargı dediğin yargı değil. Bir hüküm veriyorsun ve olan çocuklara oluyor. Derdimiz bu.” şeklinde konuştu.