Çivril’de yaşayan Birsen Kılınç evinin büyük bir kısmını müzeye çevirdi.
68 yaşındaki Birsen Kılınç topladığı eski eşyalarla evinin bir odasını müzeye çevirdi. Birçok eşyayı atıldığı yerden alarak tamir eden Kılınç, geniş ve korunaklı bir yer gösterilmesi durumunda müze açmayı hedefliyor.
Çivril’in Gürpınar mahallesinde yaşayan Birsen Kılınç eşi ile birlikte başladığı tarih eser merakını hobiye dönüştürdü. Eşinin sağlığında evlerinin bahçesinde kendine ait bir alan oluşturduğunu ve bu alana daha önce evlerde kullanılan malzemeleri topladığını belirten Kılınç “eşim emekli polisti görev yaptığı zamanlar gittiğimiz şehirlerde daha önce insanların kullandığı eski malzemeleri toplar tamir eder ve evin bir köşesinde muhafaza ederdi. Eski eşyaların kimlik olduğuna inanır geçmişle geleceğin arasında bağ olduğuna inanırdı. Emekli olduktan sonra Gürpınar’a yerleştik arazideki bağ evimizin bahçesini ve bir odasını bu eşyalara ayırdı. Gördüğü eski alet mutfak gereci ne varsa topladı. Atılan kullanılmayan ne varsa aldı hikâyesini kullanım amacını öğrendi. Kırılanları tamir, sonrada muhafaza etti. Bende komşulara gidip gelirken yolda bahçede gördüğüm atılmış eşyalara dikkatli bakmaya eşime yardımcı olmaya başladım. Bazen komşuların bahçelerinde farklı amaçlar için kullanılan malzemeler gördüm onları istedim bunlar burada ziyan olmasın dedim. Komşularda yardımcı oldu. Bugüne kadar tarım aletlerinden mutfak gereçlerine kilimlerden kişisel eşyalara binlerce eşya topladık, tamir ettik şimdide evimin bir odasından bunları korumaya çalışıyorum” dedi.
Eşinin merakı ve sevgisi ile eski eşya ve tarihe bakışının değiştiğini ifade eden Birsen Kılınç “rahmetli eşim eski eşyaların korunması ve gelecek nesillere aktarılmasını çok önemsiyordu. Bir tek mutfak gereci için bile günlerce tamir işi yapmıştır. Köy köy gezmiş insanlardan çöpe atacağı eşyaları istemiş onları yeniden kullanılır hale getirmiştir. Şimdi evimiz müze gibi, bölgeye özgü desenli kilimler seccadeler, testiler, bakır çanak tencereler, toprak sefer tasları, tarım aletleri yüzlerce materyal var. Ben eşimin vefatından sonra bazılarını tamir ettim etmeye çalışıyorum. Hala gördüğüm eşyaları toplayıp getiriyor ve muhafaza ediyorum. Evimin bir odası komple doldu. Sürekli bakım ve temizliklerini yapıyorum. Ama bu eşyaların daha iyi korunması gerek eğer imkânım olsa müze açmak isterim bu eşyaları burada sergilemek her birinin hikâyesini, kullanım amacını nasıl yapıldığını, nerede kullanıldığını hangi dönem eşyası olduğunu insanlara anlatmak isterim” dedi.
Komşuların eşya bulma ve toplama konusunda kendisine çok yardımcı olduğunu da belirten Birsen Kılınç “artık beni gören hemen şurada bu var onu al mutlaka koru diyor. Yada özellikle evime geliyor bir köyde gördüğü bir malzemeyi, bir bahçede atılmış materyali anlatıyor. Benimle gidiyor onu istiyor elinden gelen yardımını gösteriyor. Toplanan u malzemelerin maddi değeri olmasa da manevi değeri çok yüksek. İki yüz yıllık yemek tabağı var, toprak sefer tası var, testiler var. Baktığınız zaman hiç biri para etmez ama o eşyalar bir gelinin çeyizi, yeni kurulan bir ailenin ilk yemek tabağı, yada tarlada iş gören bir aleti. Onun için bunlara sahip çıkmak gelecek nesillere aktarmak gerek” dedi.