Liseye Geçiş Sınavlarında (LGS) Çivril ilçesinde iki öğrenci dereceye girdi. Türkiye genelinde 1 Haziran Tarihinde gerçekleşen Liseye Geçiş Sınavı (LGS)’de sorulan 90 sorunun tamamını doğru cevaplayarak 500 tam puan alan Nevişet Kameroğlu ortaokulu öğrencisi Ayşe Özbay ile Çivril 30 Ağustos ortaokulu öğrencisi Ergün Kesimci İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Özcan’ı makamına ziyaret etti.

  • ÖZCAN,BİRİNCİLERİ ÖDÜLLENDİRDİ

Öncelikle aldıkları başarıdan dolayı öğrencileri, ailelerini ve öğretmenlerini tebrik eden İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Özcan; “Tüm Türkiye’de yapılan LGS sınavına İlçemizden 702 öğrencimiz katıldı. Türkiye genelinde sorunun tamamını doğru yaparak 500 tam puan alan 668 öğrenci var. Denizli devlet okullarında tam puan alan 12 öğrenci var. Bunun 2 tanesi ilçemizde. Hakikaten takdir edilecek bir başarı. Bireysel olarak gösterdikleri başarı için tekrar tekrar tebrik ediyorum. Bunları yetiştiren sizleri, başta okul müdürlerimizi, öğretmenlerimizi çok teşekkür ediyor, tebrik ediyorum.

  • ÖZCAN,BİRİNCİLERİ ÖDÜLLENDİRDİ

Hem Ergün, hem de Ayşe için bu bir başlangıçtır diye düşünüyorum. Şimdi bunlar liseye gidecekler. . İnsan kendine bir hedef koyması lazım, gideceği yolu belirlemesi lazım. Bunu belirledikten sonra hedefe ulaşmak zor olmaması gerek. Şimdi gideceği yolu bilmeyenin hangi yoldan gittiğinin de bir önemi yok. Şöyle bir kanı vardır, zeki öğrenciler sadece derse odaklanırlar, sosyal yönden biraz zayıftırlar. Yani asosyallerdir. Ergün’ü tanıyorum okulda etkinlik olacak şiir okunacak Ergün içerisinde, spor yapılacak Ergün içersinde. İstediğimiz bir öğrenci. İhtiyacımız bu. Yani toplumda çok yönlü insan yetiştireceğiz, entelektüel insan yetiştireceğiz. Hem derslerinde başarılı olacak, hem çevresiyle ilişkileri, iletişimi çok iyi olacak. Kendisiyle başarılı olacak, çevresiyle barışık olacak. Emin Ayşe de öyledir. Yüzünde gülücükler açıyor.

Lise bitecek, üniversite başlayacak, Yüksek lisans, doktora, iş hayatı derken aynı başarıyı devam ettirmenizi diliyorum. Bazen olur ya ben artık yapacağımı yaptım. Sınava girdim tüm sorulara cevap verdim, Türkiye birincisi olmakla yetmiyor. İnsanın hedefi sürekli, ömrü olduğu sürece sürekli hedefleri olacak ve yürüyecek. Bu anlamda bu sevinci, coşkuyu birlikte paylaşalım, yaşayalım, ödüllendirelim istedim.

Disiplinin, kuralların olmadığı yerde başarı olması mümkün değildir. Belli kurallar mutlaka olmalı. Bu aile içinde de geçerli, okul içinde de, yaşadığımız çevredeki statü içinde geçerli. Biz hep başkalarını suçlamayacağız. Eğer okulda çocukta bir yanlışlık, eksiklik varsa tabi okul da bunun bir parçası, ailede de var. Yaşadığımız çevrede, toplumda da var. Ne okulu aileden soyutlayabiliriz, ne de çevreden soyutlayabiliriz. Ailedeki yaşam ne ise üç aşağı beş yukarı okuldaki yaşamda o. Temelde düzgün olacağız, kurallar olacak, disiplin olacak, düzgün olacağız.

Çocuklar makine değil, insan. Okulda sekiz saat derse girecek, hafta içi ve hafta sonu kurslarımız oluyor. Çocuk bunların dışında etüt merkezine gidiyor, sonra akşam eve gidiyor özel ders alıyor. Bir insan ne kadar severse sevsin, ne kadar ihtiyaç duyarsa duysun ama şeyi sürekli yapabilir mi? Ne yazık ki kendi öğretmen çocuklarımız bile bu hengâmenin içersinde. Her çocuk bir insan, bir birey. Farklı ihtiyaçları var.Oyun da oynayacak,ders de çalışacak, televizyon da izleyecek, spor da yapacak., diğer sosyal aktiviteler de yapacak. Arkadaşlarıyla birlikte zaman da geçirecek. O geçiş dönemlerinde çocuk çocukluğunu yaşayamıyor, robottan farksız oluyor. Bunun karşılığında da beklenen başarıyı gösteremiyor. Balığa uç diyebilir miyiz ya da kuşa yüz diyebilir miyiz? Herkesin kabiliyeti var, yeteneği var. Balık yüzer biz ondan yüzmesini bekleyeceğiz. Kuş uçar biz ondan uçmasını isteyeceğiz. Çocuk bütün derslerde mükemmel olmak zorunda. Böyle bir şey var mı? Her çocuğun kapasitesi farklı. Allah onu öyle yaratmış.

Yurtdışına götürdüğümüz öğrenciler sınıfın, okulun en başarılı öğrencileri oldu. Farklı ülkelerden gelen çocuklar. Oraya gezmeye gitmiyor çocuklar bir aktivite yapmak için gittiler. Bir konu oluyor ve o konuyu on gün boyunca birlikte işliyorlar. Ülkedeki demokrasinin sindirilmesi, yaşanması gibi. Bizim tam puan alan çocuklarımız oraya gittiğinde kendi görüşlerini söylemek için sahneye çıktığında ne diyeceğini bilemiyor. Oradaki öğretmenlerinin gözünün içine bakıyor, onlara soruyor. Çocuğunuzun 100 almasının 500 almasının bir önemi yok arenaya çıktığında. Hayatın bir basamağı olarak o bildiklerini kullanamıyor. 60 ülke gittiyse biz 54’üncü oluyoruz. Demem o ki ders, sınav, not değil. Her alanda kendini geliştirecek. Sporda, müzikte, yabancı dilde. Bildiği şeyi yorumlayacak, fikrini açıklayacak. Birilerine ter gelebilir ama düşüncelerini söyleyecek. Bizim yapmamız gereken aile olarak, okul olarak, müdür olarak, Milli Eğitim olarak koyun psikolojisiyle hareket eden değil de bireysel olarak eleştirebilen, yorumlayabilen, yargılayabilen, sonuçları sentezleyen, onlardan ayrı bir sonuç çıkarabilen bireyler yetiştirmektir. Artık ülkemizin ihtiyacı bu. Ailelerin de, öğretmenlerin de, müdürlerin de yaklaşımı bu olacak. Bir sınır çizmeyeceğiz.” dedi.

LGS Sınavında birinci olan Ayşe Özay ve Ergün Kesimci’nin öğrencilere verdiği mesaj aynı oldu. Her ikisi de dersi derste dinleyip sonrasında tekrar yapmak ve derste işlenecek konuya okula gitmeden önce bir göz atmak.

Nevişet Kameroğlu ortaokulu öğrencisi Ayşe Özay girdiği sınav hakkında şunları kaydetti; “LGS sınavında dersi derste dinledim. Eve geldiğimde mutlaka konuları tekrar ettim. Disiplinli çalıştım. Tabi Çok çalışan arkadaşlarım vardı, özel ders alan, kursa giden. Sınav sonrasında arkadaşlarımla görüştüğümde strese girdiklerini, elleri titrediği için cevap kâğıdını kodlayamadığını söyledi. Hatta sınavda ağlayan arkadaşlarım vardı. Bunlar çok çalışan sabah erken kalkıp, gece yarısına kadar soru çözen. Başarılı olmak için uykunun önemli olduğunu biliyordum. En geç saat 23.00’de yattım. Ben öyle değildim. Evet çalıştım ama planlı ve disiplinli. Sınava hazırlanırken en büyük destekçim de ailem oldu. Lise olarak Denizli de olabilir ya da ailemin yönlendireceği bir okulda.”

ÖRNEK ÖĞRENCİ ERGÜN KESİMCİ

  • ÖZCAN,BİRİNCİLERİ ÖDÜLLENDİRDİ

Hem derslerinde başarılı hem de sosyal olmayı başaran 30 Ağustos Ortaokulu öğrencisi Ergün Kesimci bir çok yönüyle örnek bir öğrenci.

Tatillerde bir sarrafın yanında çalışarak hem harçlığını kazanan hem de hayat dersi alan Ergün Kesimci; “Benim için son iki ay çok önemliydi. İlk yarıdan sonra daha ciddi eğildim. Arkadaşlarım baştan çok çalıştılar ama sınav yaklaşmaya başladığı zaman artık bıraktılar. Öyle yapmamak gerekiyordu. Böyle bir sonuç alacağımı biliyordum. Ailem, öğretmenlerim, yakınlarım hepsi beni çok destekledi.Eğer öğretmen olursam Matematiköğretmenim Mustafa öğretmen gibi olmak isterim. Bana çok inanıyordu, çok destekledi. “Sınavda eğer soru kaçırırsan dikkatten kaçırırsın. İyi düşün cevap verirken, işlem hatası falan yapma.”diye beni sürekli tembihledi. Mustafa öğretmendiğer öğretmenlerden daha çok desteği, daha fazla inancı vardı. Hedefimdeki okul İstanbul Galatasaray Lisesi. Yazın çalışıyorum çünkü çalıştığım yerde de çok şey öğreniyorum. En başta hayatı öğreniyorum.” Dedi

Öğrenciler için hazırlanan hediyeleri veren Milli eğitim Müdürü Mehmet Özcan öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.