Işıklı Gölü her yıl Haziran ayında muhteşem bir manzaraya kavuşuyor. Gölde açan binlerce Nilüfer çiçeği hem gölün suyunu temizliyor hem de manzarasıyla fotoğraf tutkunlarının odağı oluyor.

CENNETTE YAŞIYORUZ

Kışın su altında kalan, yaz ve bahar aylarında ise doğal güzelliği, barındırdığı yüzlerce kuş türü ve nilüfer çiçekleri ile dikkat çekiyor. Her yıl haziran ve temmuz aylarında nilüfer çiçeklerinin güzelliği ortaya çıkıyor. Yani nilüfer çiçeklerinin tam zamanı diyebiliriz. İdeal mevsimindeyiz ancak temmuz ayında gölde su seviyesi düşebileceğinden dolayı nilüferlerin yer aldığı alanlara gitmek zorlaşacaktır.

  • CENNETTE YAŞIYORUZ

Nilüferin hiç bilmediğimiz özellikleri de bulunuyor. Nilüfer Çiçeğinin hoş kokusu uyku yaparken kökleri ise kalbi kuvvetlendirip ve dolaşım sistemi için faydalı bir özelliğe sahip.

  • CENNETTE YAŞIYORUZ

Doğa tutkunu Mustafa Eren ve Özarya Çamur Motorları üreticisi Ali Özgönül ile Işıklı Gölü gezisi sonrası yapmış olduğumuz röportajda bilgileriyle bizleri aydınlattılar.

Nilüferlerin Haziran ayının başında açmaya başladığını ve Temmuz ayının ortasına kadar hatta Temmuz ayının sonuna kadar da sürebildiğini ifade eden Mustafa Eren ve Ali Özgönül şunları kaydetti;

” Gelip görmek isteyen olursa Beydilli, Sundurlu’da ve Sereselli’de bu işi yapan, kayıkla gezdiren arkadaşlarımız var.

Gezdiren arkadaşlarımız da avcılarımız da gölde bulunan kuş yumurtalarına zarar vermeden suda oluşan yollardan gidiyorlar. Asıl balığın yasak olduğu zaman var Haziran ayının birine kadar, asıl kuşlar o zaman yumurta yapıyor. O zamanda göle girmek zaten yasak, hiçbir tekne girmiyor, bir sıkıntı yok.”

Çivril’in güzelliklerinin tanıtımında yetersiz kalındığını ifade eden doğa severler; “Çivril’in, bu gölünün güzellikleri yeterince tanıtabiliyor muyuz? Yapamıyoruz. Bir Eber gölü bizim göl kadar bir güzelliği yok. Suyu daha kirli mesela. Biz tanıtımımızı tam yapamıyoruz.

  • CENNETTE YAŞIYORUZ

Bizim gölün tanıtımını hiç yapamıyoruz. Çivril’de oturup da bu nilüferleri gören çok az sayıda insan var. Haberi olmayan insanlar bile var bence. Tanıtım tabi yapılamıyor.” dediler.

Işıklı Gölünün yapay bir göl olduğunu söyleyen doğa severler; “Bizim gölümüz ovaya yapılmış bir sulama barajı. Ortalama derinlik üç metre ama bunun beş metre olan yeri de var. Bir metre olan yeri de var. Çok derin bir göl değil. Derin olmadığı içinde güneş ışınlarını komple suyun altına aldığı için de her türlü bitki örtüsü ve canlıyı barındıracak ekolojik sisteme sahip. Cennet diye tabir edebileceğimiz bir gölümüz var. “

Işıklı gölünü gezdirecek rehberlik edecek yerli turisti gölde kayıkla gezdirmeyi meslek olarak yapacak kişilerin olmamasından dolayı tanıtımın da yetersiz kaldığı ifade edilirken Ali Özgönül; “Mustafa arkadaşımızla bizim fotoğrafa olan sevdamız, bizim doğaya olan sevdamız ve ekipmanlara sahip olmamız gölü gezdirmek için aranan kriterler fakat bunun için vakit ayıramıyoruz. Ayırdığımız vakitlerde İstanbul’dan sağdan soldan gelen fotoğrafçılara elimizden geldiği kadar destek olup gölü gezdirmeye çalışıyoruz. Ama dediğim gibi göl kenarında bu işi meslek olarak yapan olursa bu göl daha iyi tanıtılır. Dediğiniz gibi Belediyenin ve Kaymakamın katkılarıyla bu işi daha da canlanacaktır.

Eber gölünde bu işi ticarete dökmüşler, hem rehberlikte yapıyorlar. Baya gölü duyuruyorlar. Mesela bu göl fotoğrafçılık bakımından daha çok talep olur.

Gölü gezdirdiğimiz kişiler hayran kalıyorlar. Cennette yaşıyorsunuz diyorlar. Tek kelimeyle cennette yaşıyorsunuz diyorlar.” dedi.

Çok düşük su seviyesinde dahi gide bilen Özarya Çamur Motorlarının imaltçısı olan Ali Özgönül yaptıkları tekneler hakkında şu bilgileri veriyor; “Bizim imal ettiğimiz tekneler daha çok avcılara hitap eden tekneler yapıyoruz. Ördek avcısı veya balık avcısı türünde. Ama gönlümüz istiyor ki yurtdışında görüyoruz rafting veya doğal sporlar gibi tekneler üretip bu güzel ortamda değişik spor ve gezi maksatlı etkinliklerin de olmasını istiyoruz. Bu tür su sporları değil de daha çok gezi ve fotoğrafçılara hitap eden ürünler yapmak istiyoruz. Dediğim gibi tam tanıtımını yapamadık. Türkiye de bu olgu tam oluşamadı. Ama şuan av amaçlı tekneler yapıyoruz.”