HSBC'nin Döviz Stratejisti Murat Toprak ve Avrupa Döviz Stratejisti Charlotte Ong'un açıklamalarına göre, Türk Lirası'nın reel olarak istikrarlı kalması Dolar/TL'nin yıl sonu seviyesini belirleyecek önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. HSBC'ye göre, yüksek nominal faizler ve yıl sonuna doğru oluşacak pozitif reel faizler, Türk Lirası'na (TL) olan talebi artıracaktır. Bu durum, dolar/TL kurunu da etkileyebilir.
HSBC, makro ve mali değerlendirmelerinin “büyük ölçüde” değişmediğini belirterek TL'nin reel olarak istikrarlı kalması durumunda dolar/TL'nin yılı tamamlayacağı seviyeyi açıkladı.
HSBC Döviz Stratejisti Murat Toprak ve Avrupa Döviz Stratejisti Charlotte Ong, 13 Mayıs tarihli bir notta, Dolar/TL yıl sonu tahminlerini güncellediklerini duyurdu.
Yayımlanan notta, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yeni enflasyon tahminini ve son enflasyon beklenti anketini referans alarak analizlerini güncellediklerini belirtirken HSBC yetkilileri, makro ve mali değerlendirmelerinin büyük ölçüde değişmediğini vurguladı.
HSBC'nin notunda, Dolar/TL'nin yukarı yönlü yavaş ve sınırlı bir hareket sergileyeceği öngörüsünün korunduğu ve yıl sonu tahminlerinin 36,0 seviyesinde olduğu belirtildi. Ayrıca, Türk Lirası'nın reel olarak istikrarlı kalması durumunda, Dolar/TL'nin yıl sonunu 37-40 aralığında tamamlayabileceği ifade edildi.
Notun yayımlanmasında, Mart yerel seçimleri öncesinde döviz talebinin yüksek olduğu dönemin vurgulanması dikkat çekti. Diğer taraftan, nominal faizlerin yüksek seviyede olması ve yıl sonuna doğru pozitif reel faizlerin ortaya çıkmasının, önümüzdeki aylarda Türk Lirası talebini daha da artırabileceğini belirtti.
HSBC'nin değerlendirme notunda, Türkiye'nin enflasyon verileri ve makroekonomik görünümüne dair şu ifadeler yer aldı:
"Makroekonomik açıdan, veri sinyalleri olumlu bir seyir izlemeye devam ediyor. Yıllık enflasyon oranı henüz zirve noktasına ulaşmamış gibi görünse de (muhtemelen bu ay içinde), düşüş eğiliminin ikinci yarıda net bir şekilde gözlemleneceği bekleniyor.
Finansal ve makroekonomik trendlerin Türk Lirası'nı desteklemesiyle birlikte, önümüzdeki aylarda dolar/TL'nin ılımlı ve yavaş bir şekilde yükselmesine olan inancımız artıyor. Mevduat faizlerinin yılın geri kalanında sabit kalması durumunda, ikinci yarıda enflasyonun yavaşlaması nedeniyle TL mevduatların daha da cazip hale gelmesi muhtemeldir.
TCMB'nin döviz rezervleri mart ayının sonundan itibaren artmaya başladı ve net yabancı pozisyonunda iyileşme gözlendi. Bu trend devam ederse, büyük sermaye girişleri de döviz rezervlerinin artmasına katkıda bulunabilir."
Mevcut politikaların sürmesi ve enflasyonda düşüş eğiliminin etkisiyle Türk Lirası'nda carry trade işlemlerinin getiri sunmaya devam edeceği belirtildi.
ABD doları cinsinden borçlanarak Türk Lirası varlıklara yatırım yapmanın, gelişmekte olan piyasalarda son altı ayın en yüksek getiri sağlayan "carry-trade" işlemi olduğu ifade edildi. Bazı bankacılar, bu durumun, ortodoks politikaların sürmesi ve enflasyonda düşüş eğiliminin başlamasıyla birlikte henüz başlangıç aşamasında olduğunu düşünüyor.
Yatırımcıların, düşük faizli bölgelerden (ABD, Avrupa, Japonya gibi) borçlanarak Türkiye gibi yüksek getirili finansal varlıklara yatırım yapmalarının arbitraj ticareti olarak bilindiği ve son altı ayda dolar cinsinden borçlanan yatırımcılara yaklaşık yüzde 12 getiri sağladığı belirtildi. Bu oranın en yakın getirilere sahip diğer ülkelerde (Meksika ve Rusya gibi) yaklaşık yüzde 8 civarında kaldığı ifade edildi.
William Blair International'da portföy yöneticisi olarak görev yapan Daniel Wood, Türkiye'nin yükselişinin henüz başlangıç aşamasında olabileceğini düşünenler arasında yer alıyor.
Wood, "Eğer Türkiye enflasyonu önemli ölçüde düşürebilirse, Türk lirasının uluslararası yatırımcılar için cazibesinin sadece sonu değil, başlangıcı olduğunu söylemek çok daha yakın bir gerçeklik olabilir" ifadeleriyle bu görüşünü dile getirdi. Ayrıca, bu stratejinin değerini artıran en önemli faktörün politika sürekliliği olduğunu vurguladı.
Columbia Threadneedle Investment'tan Gordon Bowers ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın son dönemde verdiği mesajların, politikada geri adım atılabileceği endişesi taşıyan yatırımcılara bir miktar güvence sağladığını belirtti.
Bowers'a göre, Merkez Bankası'nın daha güçlü bir reel döviz kuru oluşturmak için gerekli kabiliyete ve istekliliğe sahip olduğunu düşünüor. Ayrıca, yabancı portföy yatırımcılarının offshore swaplara getirilen sınırlamaların hafifletilebileceği ve mali tarafta sıkılaşmaya gidilebileceği yönündeki haberlerden cesaret aldığını belirtti.
Not: Haberde yer alan değerlendirmeler yatırım kapsamında değildir. Haberimizde kesinlikle yatırım tavsiyesi verilmemiştir.