Oruç diyeti olarak bilinen Intermittent Fasting diyeti yöntemi çok eski dönemlerden beri kullanılan bir diyet metodudur. Aslında tüm insanlık tarihi boyunca uygulandığı dahi söylenebilmektedir. Bu hızlı diyet yöntemi günümüzde çoğu kişi tarafından bilinmemektedir, çünkü bu alışkanlık neredeyse unutulmuştur.
Intermittent fasting, şu anda dünyanın en popüler sağlık ve fitness trendlerinden birisidir. İnsanlar kilo vermek, daha sağlıklı olmak ve yaşam tarzlarını basitleştirmek için bu yöntemi kullanmaktadırlar. Birçok çalışma, bu diyet türünün vücudunuz ve beyniniz üzerinde güçlü etkileri olabileceğini ve hatta daha uzun yaşamanıza yardımcı olabileceğini göstermektedir.
Bu diyette kullanılabilecek olası yöntemler ise şunlardır:
Bol su içilmektedir
Aktivitelere ara verilmemesi büyük önem taşır
Kahve veya çay içilebilmektedir
Açlık dalgalarının bilincinde olmak kişilerin diyetten verimini arttırmaktadır
Bu diyeti uygulayanlar kendilerine en az bir ay vermelidir
Intermittent fasting diyeti dönemleri arasında düşük karbonhidratlı bir diyet uygulanır. Bu düşük karbonhidrat tüketme metodu açlığı azaltır ve orucu daha kolay bir hale getirir. Ayrıca kilo kaybı ve tip 2 diyabette yardımcı olur. Bu diyetin olumlu etkileri yüzyıllardır bilinmektedir. Kişiler kendi iradelerini de kontrol etmeyi öğrendiğinden psikolojik kilo alımında da etkilidir.
Intermittent fasting diyetini bıraktığınız ara dönemlerinde beslenmeye dikkat edilmeli, yüksek kalorili besinlerden yine uzak durulmalıdır.
Intermittent Fasting Diyeti Nasıl Yapılır?
IF diyeti yapmak için 6 popüler yol vardır;
16/8 Yöntem: En çok tercih edilen yöntem Günlük IF diyetidir. 16:8 ve 20:4 olmak üzere farklı uygulama yöntemleri bulunur. 16:8 metodu 16 saat aç kalıp geri kalan 8 saatte 2-3 öğün yemek yeme şeklinde uygulanır ve sabah kahvaltıyı atlayarak öğlen yemeğiyle beslenmeye başlamak gibi düşünülebilir.
20:4 metodu: ise 20 saat açlık, 4 saat tokluk olarak uygulanır.
5: 2 Diyet: Diğer popüler uygulamalardan biri de 5:2 IF yöntemi. Haftanın 5 günü normal beslenme, kalan 2 gününde ise vücudun harcadığı kadar enerji alması sağlanır; yani haftanın 2 günü oruç tutulur. Bu 2 oruç gününde, erkekler genellikle 600 kalori ve kadınlar ise 500 kalori tüketir. Oruç günleri peş peşe olmayan günlerde seçilir.
Ye-Dur-Yeme: Haftada bir veya iki gün 24 saat aç kalınabilir.
Savaşçı yöntemi: Gündüzleri aç, geceleri dengeli ve büyük porsiyon yemek yenilir.
Spontan Yemek Atlama: Uygun olunduğunda öğün atlanır.
IF diyetinin vücuda etkileri
Glikoz vücutta glikojen olarak depolanır. Vücutta depolanan glikojenler açlık sırasında tüketilir. Ancak sık yemek yiyenlerin vücudu devamlı glikojen depoladığı için vücut enerji elde etmek için yağ yakmak yerine sadece glikojen depolarını yakmaya çalışır. IF bu durumun gerçekleşmesini engeller ve böylelikle vücut enerji ile yağ yakabilir. İlerleyen zamanlarda kilo verimi gerçekleşir.
IF’in şeker hastalığını tersine çevirici ve koruyucu etkisinden, insülin direncini tedavi edici etkisinden, kan basıncı, kolesterol ve trigliserit seviyelerinde azalma sağladığından, bağışıklık sisteminde güçlenme ve obez bireylerde vücut ağırlığında azalma gibi etkilerinden söz edilir. Bahsedilen bu olumlu etkilerine rağmen, sonuçlar çoğunlukla hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda görülmesinden ötürü yine de IF diyeti uygulanırken dikkatli olunmalı ve mutlaka uzman kontrolünde olunmalıdır.
IF diyeti olumsuz etkileri
Bu diyet planını uygulayan insanların, lif gibi önemli besinleri yeterli tüketememe riskleri de var. Bu durum sindirim ve bağışıklık sağlığı üzerinde olumsuz etkiye neden olabilir.
Açlık, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, uzun süreli açlık sonucu oluşabilecek stres ve moral bozukluğu gibi yan etkiler oluşabilir.
Tüm bu sonuçlar göz önüne alındığında, kalıcı kilo verilmesi için her diyet çeşidinde olduğu gibi kalori ve doğru besin seçimine sadık kalmanız, yeterli sıvı tüketmeniz, kendinize uygun antrenman programı yapmanız ve en önemlisi kendiniz için sürdürülebilir beslenme şeklini bulmanız gerekir.
Kimler IF diyeti yapmamalı?
Zayıf olan kişiler
Yeme bozukluğu olan kişiler
Çocuklar (18 yaş altı)
Hamileler ve emziren kadınlar