Denizli’de, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan insanlık dışı olayları tekrar gündeme getirmek, Refah Sınır Kapısı’nda çadır kente yapılan saldırıya tepki göstermek için “Gazze’de Yitirilen İnsanlık” konulu konferans düzenlendi. Düzenlenen konferansa konuşmacı olarak çevirmen Ayçin Kantoğlu katıldı. Kantoğlu’nu dinlemeye gelenler, salonu tıklım tıklım doldurdu. Servergazi İmam Hatip Ortaokulu Konferans salonunda düzenlenen etkinliğe Merkezefendi Kaymakamı Abdullah Demir, PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Tarım Orman İl Müdürü Şakir Çınar, TKDK Müdürü Bilal Taştepe, Et ve Süt Kurumu Denizli Et Kombinası Müdürü Alper Durmuş, Denizli Gönüllü Platformu Başkanı Ayhan Doğruyol, Denizli Şube Başkanı Serdar Çiftçi, davetliler ve vatandaşlar katıldı. Program Muhammet Sav’ın okuduğu Kuran’ı Kerim’le başladı. Sudanlı Muhammet Adil ise neşit seslendirdi.
“Savaşın da Bir Adabı Vardır”
Konuşmak için kürsüye çıkan çevirmen Ayçin Kantoğlu, savaşın da bir adabının olduğuna dikkat çekti. Filistin’de İsrail tarafından sergilenen vahşete karşı herkesin elinden geldiğince tepki göstermesi gerektiğini anlatan Kantoğlu, “Savaşın da bir adabı vardır. Savaşta illaki kayıplar olur ama kadınlar, çocuklar, hastaneler, sağlık çalışanları, camiler, çadır kentler bombalanmaz, masumlar öldürülmez. Bu olaylara da sessiz kalınmaz. Orada öldürülen çocuklar bizim çocuklarımız. Çünkü her çocuk masum doğar. Yaşanan vahşeti kabul etmediğimiz için buradayız. Daha öncesi de var ama 7 Ekim’den bu yana orada yaşanan büyük acılar, ölümler hepimizi derinden üzdü, üzmeye de devam ediyor. En son Refah’ta sınır kapısında çadırların içinde yaşamak zorunda kalanlar bombalandı. Bunun haklı bir izahı olabilir mi?” dedi.
“Ayağa Kalkmalıyız”
Yaşanan vahşete karşı herkesin ayağa kalkması gerektiğini, elinden geldiğince boykota devam etmesi gerektiğini anlatan Kantoğlu, “Bırakın çamaşırlarımız çok beyaz olmasın, bırakın bardaklarımızda tabaklarımızda çizikler olsun, bir bardak kahve de içmeyiverin, hamburgerinizi evinizde kendiniz yapın. Boykot yapmaya karar vermek bir an meselesidir. Görülen bütün o vahim tablolar, videolar, kayıtlar sizi anında böyle bir karar almaya sevk eder ama bunu sürdürmek bir şahsiyet meselesidir. Dirençli olmak, şuurlu olmak, orada çocukların halihazırda ölmekte olduğunu unutmamak ve iki buçuk milyon insanın orada bir abluka altında can mücadelesi verdiğini akılda tutmak gerek. Ama görüyorum ki kahveciler falan dolu. Bu ciddi bir kimlik kaybına işaret ediyor. Bu kimliği sizler kurmadınız, kaybetmek hakkına sahip değilsiniz” ifadelerinde bulundu.