Tutamayacağım sözleri verme!
Söz ağızdan çıktıysa da gereğini yerine getir!
Bu kural erdemli bir insan olmanın en önemli kurallarından birisidir.
Ancak pek çok ülkede seçim süreçlerinde verilen sözlerin çoğunun tutulmadığını ve sonuçta koca bir hayal kırıklığı bırakarak önümüzdeki seçimlere umut bağlandığını görmek işten bile değildir.
Oysa seçim zamanlarında verilen sözler ve vaatler; hem seçmene karşı adaylara, hem de seçimi kazanmak amacıyla birleşen parti koalisyonlarına, göreve geldikleri taktirde en baştan büyük sorumluluklar yükler.
Bakınız Amerika Başkanları genelde büyük vaatler eder ancak sonunda hayal kırıklığıyla görevlerinden ayrılırlar.
Örneğin Obama, yalnızca kendi ülkesinde değil tüm dünya genelinde müslüman coğrafyanın umudu olmuşsa bile, umutları boşa çıkarmıştı.
2009’dan 2017’ye kadar görevde kaldığı süre boyunca; Irak, Afganistan, Pakistan, Somali, Yemen, Libya’daki çatışmalarla ilgilendikten sonra bir de Suriye’yi etkileyecek adımlar atmıştı. Barack Obama ilk seçildiğinde herkes onun barıştan yana bir başkan olacağını düşünürken, o ne yazık ki bahsedilen ülkelerle barışı sağlayamadı ve 2017’de pek çok sorunla görevi Donald Trump’a devretmek durumunda kaldı.
ABD’de tarihi çok eskilere dayanan sosyal ve ekonomik toplumsal ayrışmaların son yirmi yılda neredeyse zirve yaptığı bir noktada, orta gelirli kesimin zayıfladığı 2017’de Trump seçimleri kazansa da onun da verdiği vaatlerin boşa çıktığı görüldü.
1980’de Reagan yönetiminin kullandığı cümleyi kopyalayarak ‘Amerika’yı yeniden harika yapmak’ bir yana, covid-19 dönemindeki tutumuyla, ilk andan itibaren toplumu kutaplaştıran söylemleriyle ülkeyi daha da ayrıştırdığı iddia edildi.
Amerika’da senelerdir bırakınız yapsınlar kapitalist modeli olan neoliberalizm, 2008’den beri bankaların iflasıyla defalarca çökerken, değişmeyen tek şey, 2020 senesinde ‘Trump’tan sonra kim gelirse gelsin’ diyen Trump karşıtlarının tecrübeli siyaset adamı Biden’ı kurtarıcı gibi gören çaresizliğiydi.
Çin ile büyük tartışmaların yaşandığı Kovid-19 salgınına rağmen 2016’da aldığı oyları 2020’de arttırarak ve az bir farkla kaybeden Trump, Biden’ın seçimlere hile kattığını iddia etderek sonuçları kabul etmese de Biden 2021’den bu yana ABD’yi yönetiyor.
Öte yandan Trump, 2024’te yeniden ABD Başkanı seçilebilmek için şimdiden mitinglerine başladı.
Türlü gaflarından dolayı ABD’yi dünyanın eğlencesi yaptığı gerekçesiyle Biden’ı eleştiren; Şi, Putin, Erdoğan gibi zeki muhattaplarına karşı Biden’ın dünya siyasetinde başarılı olamayacağını söyleyen Trump yeniden seçimleri kazanırsa, 2022 Şubatında başlayan Rusya ve Ukrayna savaşını kısa sürede sona erdireceğini iddia ediyor. Ayrıca bu savaşın uzamasının 3.Dünya Savaşı riskine yol açacağını savunuyor.
Ülkemiz seçmeninin de bu süreçte 20 yıldır ülkeyi yöneten mevcut iktidar karşıtlığı çevresinde toplanması, toplanmayıp kendisi aday olanlarınsa sanat dünyasındaki isimler tarafından bile eleştirilmesi 2020 Kasımındaki ABD seçimlerini andırıyor.
Ülkemizde dört adayın cumhurbaşkanlığı için yarışacağı seçim gününe iki aydan az bir zaman kaldı. Ülkemizde ne olursa olsun farklı fikirlerin olması, birbirine ve seçmene saygı dilinin korunması o kadar önemli ki, seçim sonrasında huzurla önümüze bakabilmenin en güzel yolu, cumhuriyetin kazanımlarını korumak ve geliştirmektir.
Özetle dünyanın hangi demokratik ülkesinde olursa olsun verilen sözlerin tutulmaması seçmende hayal kırıklığı yaratırsa, biraz daha ileri gider ve öfke ortaya çıkarsa, bir dahaki seçimlerde seçmenin tercihlerinde değişiklikler kaçınılmazdır.
Herkese iyi günler dilerim.