15 Temmuz 2016 tarihinde karşı karşıya kaldığımız durum, sadece bilindik bir darbe girişimi değildi. Asıl amaç bir kaos ortamı oluşturarak kardeşin kardeşi vurduğu, can ve mal emniyetinin kalmadığı ve hatta bir iç savaşın yaşandığı bir Türkiye idi. Hedeflenen, etnik ve mezhep temelli çatışmaların bölgesel karışıklığa da evrilmesi ve devamında çok uluslu güçlerin müdahalesiyle birlikte bin yıldır hakimiyet kurduğumuz Anadolu topraklarında Türk milletinin egemenliğini tartışmaya açacak bir Türkiye özlemi idi.
Kahraman Mehmetçiğimizin üniformasını gaspetmiş teröristler, asker görünümlü haşhaşiler hunharca masum sivillerin üzerine kuşun yağdırmış; Özel Hareket Başkanlığımız, Emniyet Müdürlüğümüz, Meclisimiz, Genelkurmayımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız bombaların hedefi olmuştu.
O gece son Haçlı Seferi, FETÖ kamuflajı ve tüm vahşiliğiyle topraklarımıza abandı. On yıllardır hazırlanan, özel yetiştirilen ve çok güçlü uluslararası bir organizasyonla kurgulanan FETÖ, Haçlı Seferlerinde olduğu gibi, Malazgirt’te olduğu gibi, 1. Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi Anadolu’dan Türk varlığını sürmek için saldırdı.
Lakin, yedi düvel bir kez daha mağlup oldu. 15 Temmuz saldırısı, Devletimiz içerisindeki milli unsurların ani refleksi ve milletimizin devletimizin etrafında kenetlenmesi sayesinde bertaraf edildi.
Şükürler olsun…
Tarihin her döneminde sayısız övüncün sahibi olan Türk milleti, bir kez daha mazlum milletlere ve emperyalizmin hedefindeki ülkelere emsal teşkil edecek şerefli bir kıyamın asil tablosu oldu.
Tarih, varlığını milletin varlığına adayan, ülkenin selameti için devletin yanında saf tutan cesaret timsali yiğitleri unutmayacaktır.
Birlik ve beraberliğimiz daim olsun.
15 Temmuz gecesi can veren 251 yiğide ve canını adayan 2.550 gazimize hürmet ve saygıyla selam olsun.
Yaşasın huzurumuz, yaşasın devletimiz, yaşasın demokrasimiz!”