Gökler ağlıyor. Ülkücüler hüngür hüngür ağlıyor. Yedi Nisan Pazartesi akşamı konvoylar olduk çıktık Ankara'ya doğru yola. İlkbahar yaz dedik giymedik, giyinmedik. Ankara yolları kar içinde bembeyaz.

Dört Nisan 1997 Cuma akşamı Tv den radyodan duyduk haberi. Dediler ki Alparslan Türkeş hastaneye kaldırıldı. Hepimiz de hüzün ve gözyaşı. Arıyoruz birbirimizi ne olacak ne yapacağız şimdi?

Bayındırda tok bir ses haykırdı, Başbuğ Türkeş Hak’ka yürüdü. Bozkurtların şaşırmış, ne yapacağını bilmiyor. Hep bir ağızdan “Başbuğlar Ölmez” diyor. Yer ağlıyor.

Gökler ağlıyor. Ülkücüler hüngür hüngür ağlıyor. Yedi Nisan Pazartesi akşamı konvoylar olduk çıktık Ankaraya doğru yola. İlkbahar yaz dedik giymedik, giyinmedik. Ankara yolları kar içinde bembeyaz.

Sekiz Nisan Salı sabahı girdik Soğuk karlı, havası kirli Ankaraya. Her yer insan seli almıyor gelen delileri. Ülkücüleri tanımayanlar kalabalıktan korkuyor. Tanıyanlar sevgi dolu bakıp ağlıyor. Ağıtlar göğe yükseliyor

Resmi törenler yapıldı. Başbuğun naaşı Kocatepeye getirildi. Kocatepe de zaman ve mekan buz tutmuştu. Karlarla aldığımız abdestler. Kar üstünde kıldığımız cenaze namazı ve kilometrelerce yol. Sen Hak’ka yürüdün. Biz arkandan yürüdük. Yağan kar ile varıldı Beştepeye Başbuğun bedenini toprağa. Kendisini kalbimize gömdük. Bu kutlu davayı sen öğrettin. Emanetti Ülkü adlı davan bize.

O kar yağışı altında cenaze kortejinde giderken yazlık ayakkabılarımız su aldı ve her tarafımız sırılsıklam oldu, yürümekte zorlandık bu nedenle o kilometrelerce yolun birazını metro ile gittik cenaze kortejinin gelmesini beklerken kazılan mezar başında yaşlı bir ağabeyimiz anlattı; Başbuğun mezarının kazıldığı yerde naylonlar içinde barakada yaşayan meczup 3 Nisan günü oradan ayrılmak üzere bütün eşyalarını toplamış, nereye gidiyorsun dediklerinde buranın asıl sahibi geliyor demiş.

Başbuğum şikayetim var sana, apoya bile kurucu önder dediler. demlilerle buluşup kahve içtiler. Bizler o karda kışta Yazlık elbiselerimizle üşümedik. Şimdi çok üşüyoruz. 40 pare olduk dağıldık parça parça savrulduk Başbuğum, Koltuk meraklısı değilim minderde de otururum derdin şimdi deri koltuğu gören kendini kaybediyor...

Biz Başbuğ Türkeş derdik. O evlatlarım derdi. Bir Alparslan Türkeş vardı. Varolsun. Bu hareketin tek lideri vardır. Başbuğ Alparslan Türkeş! Biz hâla Türkeşçiyiz. Bazıları gibi Türdeş değiliz.

Rahmetle ve dua ile anıyoruz Ruhun Şad olsun Başbuğum…

Esen Kalınız…