Sonra börtü böcekten şikayet etti. Etrafı zehire boğdu. Karıncalar, sinekler, böcekler bir bir öldü. Ardından onları yiyen kuşlar. Sadece bir ağaç kaldı ayakta.
Köy yerinde ikindi vakti. Çıt yok. Herkes susmuş, sessizlik konuşuyor.Zaman durdu sanki.Birden bir damlama sesi."Şıp.Şıp! "Alt mahalledeki çeşmenin musluğu bu.Tamir edilmeli. O arada yan arsaya bir karga kondu. Tedirgin ama ürkek değil. "Gakk!" Biraz etrafı kolaçan etti.Sağa sola baktı, yere pisledi.Sonra kanatlandı, gitti. Gece bir domuz girdi o arsaya.Karganın pislediği yeri eşeledi. Domuz eşeledikçe toprağın üstündekiler alta indi.Aylar sonra bir fidan bitti orada. Karganın pislediği yerde.Yavaş yavaş büyüdü.Dal oldu, yaprak oldu.Ve bir ağaç oldu.İncir ağacı.Önce karıncalar sardı ağacı.Sonra sinekler, sonra börtü böcekler.En son da kuşlar.Böcekler ağacın filizlerini, meyvelerini yedi, kuşlar böcekleri.Alakargalar da incirleri.Hayvanlar alemi o ağacın çevresinde bir dünya kurmuşlardı kendilerine.Karganın pisliğiyle harcı karılan, domuzun eşelemesiyle temeli atılan bir dünya. O yan arsada yaşam böyle süre giderken, bir insan çıktı ortaya.Arsayı satın almış. Önce duvarlarla çevirdi dört tarafını.Üstünü tel örgülerle sardı.Böylece domuzlar gelmez oldu.Sonra börtü böcekten şikayet etti.Etrafı zehire boğdu. Karıncalar, sinekler, böcekler bir bir öldü. Ardından onları yiyen kuşlar.Sadece bir ağaç kaldı ayakta.Hayvan mezarlığında bir incir ağacı.Tek başına.En son onu da kesti adam.Oradaki hayatı bitirdi.Bir çuval inciri bok etti!
Herkes ekonomik zorluklardan yakınıyor haklılar,haklıyız. Biz toplum olarak değer yargılarımızı ,maneviyatımızı,saygımızı,sevgimizi kaybettik en büyük sıkıntı burada! Maddiyat kaybedilir tekrar kazanılır.Yoksul birisi çalışarak belli bir varsıllığa ulaşabilir. İlkokulu, liseyi, Üniversiteyi bitirmiş birisine eğitim sistemimiz yanlış sen aynı okulu tekrar okuyacaksın diyemeyiz bu yüzden bir nesili hatta onların yetiştireceği nesili de sayarsak önümüzdeki en az 2 nesili ne yazıkki kaybettik bu yüzden Çevreye, doğaya bir karga boku kadar katkısı olmayan bir nesil yetiştirdik! Sabah ve Akşam proğramlarında yufkacı,yoğurtçuya kaçan,sünnetçiden fazla gören ablaların bağırışlarını izliyoruz.Ne zaman Ümmiye Koçak teyze gibilerin sayısı artar,köylerimizde,kasabalarımızda sanat,imece,kooperatifleşme konuşulmaya başlayıp, Tvler de Gündüz,Akşam proğramları, geceleri olmazsa olmazlarımız dizilerin yerini Bilim kültür,sanat,gerçek tarih proğramları ve dizileri alırsa toplum olarak ileriye gideriz. Gerçek Anadolu irfanı ortaya çıkar.Hepimiz kendimizi sorgulayalım. Çevreye, doğaya, insanlara bir karga boku kadar katkımız var mı diye ?
Çivril hakkında yazmıyorsun diyorlar, koltuk sahipleri yazdıklarımdan rahatsız oluyor bana kızıyorlarmış. Nasıl olsa Çivrilliler birbirini yemeyi, kavga etmeyi seviyorlar. Doğru söyleyeni sevmiyorlar.Çivrilin sıpa hikayesindeki gibi sıpa yeniyor bitiyor ama hikayenin sonunda kimse sıpayı yediğini kabullenmiyor bazıları sadece suyuna bandım diyerek geçiştiriyor.Yıllar önce Sağın yobazı ile Solun yobazı arasında hiç bir fark olmadığı öğrendiğim için susuyorum.
Esen kalın…