İklim değişikliği ile birlikte bölgemizde tarla faresi sorunu büyümeye başladı. Son zamanlarda özellikle bölgemizde yoğun bir şekilde tarımı yapılan buğday ve arpa tarlalarında ve meyve bahçelerinde yoğun bir şekilde tarla faresi görülmeye başlandı. Bu durumda önlem alınmazsa ürünlere verimi ciddi anlamda azaltacak şekilde zarar vermektedir. Dolayısıyla üreticilerimizin tarla faresi konusunda hassas olmaları ve eğer tarlalarında fare faaliyeti varsa, zaman kaybetmeden mücadelesini yapmaları son derece önemlidir.
Tarla faresini önce kısaca tanıyacak olursak, 4 ile 12 arasında giriş deliği bulunmaktadır ve 10-70 cm derinlikte toprak altı galerilerinde yaşarlar. Gece ve gündüz aktif olmakla birlikte daha çok geceleri faaldirler. Dişileri her ay doğurma gücüne sahiptirler ancak yılda 4 ya da 6 doğum yaparlar ve her doğumda en çok 9 ortalama 5-6 yavru verirler. Gebelik süreleri üç haftadır. Doğan yavruların yaklaşık yüzde 20 kadarı çeşitli nedenlerle ölür. Sütten kesilen yavrular kendileri beslenmeye başlarlar ve bu andan itibaren zarar vermeye başlarlar. Yani yeni doğan yavrular 15 gün gün sonra zarar vermeye başlarlar. 2-3 ay içinde ergin fare olurlar ve ortalama ömürleri 3-4 yıldır.
Tarla faresi beslendiği alanda 3 çeşit delik açar. Bunlar beslenme deliği, hafriyat (toprak çıkarma) deliği ve dışkılama delikleridir. Farelere karşı yapılan kimyasal mücadelede bu deliklerin tanınması önem taşımaktadır. Çünkü fareler beslenme delikleri dışındaki delklere bırakılan zehirli yemleri yemezler. Hafriyat deliklerinde toprak birikintileri, dışkılama deliğinde fare dışkıları, beslenme deliğinde ise yiyecek kalıntıları bulunmaktadır. Tarla faresi her türlü bitkinin yeşil aksamını, meyvesini ve tohumunu yemek suretiyle bitkilere zarar verirler. Ayrıca yiyecek bulamadıkları zamanlarda meyve bahçelerinde ve ormanlarda ağaçların gövdelerini özellikle kök boğazını yemek, kemirmek ve kesmek suretiyle de zarara sebep olurlar. Beslendikleri alanlarda besin tükendiğinde ya da başka sebeplerle de başka alanlara da geçerek zararlarına devam ederler. Örneğin bir köyde herkesin toplu bir şekilde kimyasal mücadele ilaçlaması yapması çok daha sağlıklı olacaktır. Aksi takdirde bireysel olarak üreticimiz gider kendi tarlasını zehirli yem ile fare mücadelesini yapar. Ancak bu durum sonuç vermeyecektir. Çünkü biliyorsunuz fareler tarladan tarlaya sürekli geçerek faaliyetlerine devam ederler. Dolayısıyla bölgesel ya da köy bazlı fare mücadelesi yapılırsa sonuç çok daha verimli olacaktır.
Tarla farelerinin başlıca doğal düşmanları kedi, köpek, tilki, gelincik, sansar, baykuş, leylek, kerkenez, atmaca, doğan, şahin, kartal ve yılanlardır. Doğal dengenin bozulmadığı ortamlarda, bu doğal düşmanlar tarla farelerini büyük ölçüde baskı altında tutmaktadırlar. Bu canlıların korunmaları için avlanmamaları ve tarlalarda hastalık ve zararlılara karşı gereksiz olarak tarım ilacı kullanılmaması gerekmektedir.
Kültürel önlem olarak da derin toprak işlemesi, münavebe (ekim nöbeti), tarla temizliği gibi önlemlerle zarar bir dereceye kadar azaltılabilmektedir. Mekanik mücadeleyi de kapan kullanmak ve işlek delikleri su ile soldurmak suretiyle de mücadele yapılabilmektedir. Tarla faresiyle kimyasal mücadele iklim uygun olduğu sürece her zaman yapılabilir. Ancak en uygun ve en etkili olanı, kıştan çıktıkları ve en zayıf oldukları ilkbahar ile kışa girişte sonbahardır. En etkili mücadele zehirli yemle yapılan mücadele şeklidir. Temin edilen zehirli yem, eldiven takılarak ve plastik bir kaşık yardımıyla deliklere 2 ya da 3 adet olacak şekilde bırakılmalıdır. Tarla faresi bir adet zehirli yem yediğinde ölmesi için yeterlidir. Fazla zehirli hem deliklere bırakıldığında fare geri kusma yaparak midesindeki zehirli yemi dışarı atmaktadır. Ertesi gün tarlaya gidip ölen fareleri toplatılıp derin bir çukura gömülmelidir. Aksi takdirde bu ölen fareleri yiyen kuşlar, tilkiler ya da kurtlarda ölecektir. Bereketli ürünleriniz olsun.