20-21 Nisan tarihlerinde restoranlara gitmeyerek #FahişYemeğeBoykot kampanyası başlatıldı. Buraya kadar her şey normal. 50 liralık bir yiyeceği 500 liraya satan işyerlerini boykot edelim de bu ülkedeki enflasyon gerçeğini de unutmayalım. Olaya müşteri ve işyeri odaklı bakarsak daha iyi anlaşılır. Vatandaş ekonomik olarak iyi durumda değil her şey pahalı geliyor. İşyeri sahibi fahiş kiralar, yüksek personel, elektrik, doğalgaz vs. giderleri çıkarıp kâr etmek için fiyat yükseltiyor. Bu durumu çözecek olan yetkililerdir. Fahiş fiyat artışı yapan işletme denetim ve caydırıcı cezalar verilerek önlenebilir. Bir tarafta fahiş fiyat artışı yapan işyeri sahipleri, diğer tarafta 50 liralık alışveriş yapınca kendini o işyerinin sahibi zanneden o işyerine hükmetmeye çalışan bazıları. Demek ki insan düzelse bazı şeyler kendiliğinden düzelecek. Cafeleri ve Restaurantları boykot edince, Ev kiraları, Market ürünleri, Faturalar, Kuaför, Kozmetik, vd. ucuzlayacak mı? Onlar da çok pahalı.‘’Eşeğini dövemeyen semerini dövermiş." derler. Biz bu olayların sorumlularını boykot etmeyi beceremedikçe içe dönüp birbirimizi boykot ediyoruz. Asla unutmayalım; Sorunlar, onları yaratanların mantığı ile asla çözümlenemez.
Bu arada ilk olarak Mehmet Şimşek, daha sonra Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş sayesinde Yerli halk olduğumuzu öğrendik. Ben araştırdım yerlihalk olarak Siu kabilesindenmişim siz araştırdınız mı? Komançiler, Keçuvalar, Mohikanlar, Dakotalar vd. hangi kabiledensiniz?
Kuvayi Milliye ve Hamas aynı diyorlar. Tarihi okumadıkları için bilmiyorlar. Kuvayi Milliye, düzenli ordudur. Meclisin emrindedir ve cephede savaşır. Hamas gibi yüzünü sofra örtüsüyle kapatıp Sivilleri kaçırmaz, öldürmez.
Hocaya sormuşlar: Hocam Arapça pire nasıl söylenir? " O kadar küçüğünü bilmiyorum" "Peki deve nasıl söylenir. " O kadar büyüğünü de öğrenmedik ." "O zaman koyunun Arapçasını söyle bari." "İnanmazsın ama onu da unuttum. Ama keçinin hoş bir adı vardı . "Diyanet işleri başkanı Arapça bilmediğinden kendine Arapça sorulan soruyu Türkçeye tercüme ettirmiş, Bu durumun İngilizce öğretmeninin, İngilizce bilmemesinden ne farkı var. Kılıçla hutbede okuduklarını demek ki kendi de anlamıyor.Mercedesi hatta yeni alınan Audisi güzel amca bize ne anlatıyor o zaman?
Kör sağıra çok güzelsin demiş, Dilsiz anlamış ama söyleyememiş.
Esen kalın…