Merhaba, çok kıymetli güzel insan! Son yıllarda insanların daha da yozlaştığını görüyorum. Bu durumdan da kimse rahatsız değil.

Biraz kibarlık bekliyorsan sana da bön bön bakıyorlar, uzayda mı yaşıyorsun der gibi. Toplum içinde uyulması gereken birçok kural varmış gibi değil de yokmuş gibi davranılıyor. Üstelik, bu kurallara uyanlar ezik, korkak gibi görülüyor. O kişi kibar davrandıkça üzerine binilmesi, yüklenilmesi çekilir gibi değil.

Aklıma gelen en basit davranışlardan üçü: teşekkür etmek, özür dilemek ve seslenildiğinde "Efendim?" diye cevap vermek. (Haaaa, hıııı nedir yahu?) Hadi, diğer saymaya üşendiğim büyük davranışları geçtim, bunları anne ve babalar öğretemiyor mu? Aklım almıyor diyeceğim fakat onlar da bilmiyor muhtemelen. Ve bunların çocukları da bilmeyecek.

Öyle bir çağdayız ki küfür, ağızlara pelesenk olmuş durumda. Bizim çocukluğumuzda sadece erkeklerin ağzında olan bu argo sözler (ben onlara bile yakıştıramıyorum) artık kadınlar arasında da yaygın. Küfür, insanın dilinin bereketini, yüzünün nurunu alır. Ama şimdi, bırak kadınları, kız çocukları bile anasına avradına dümdüz gidiyor!

Ne yani? Sen küfür etmeyince seni arkadaş ortamına mı almıyorlar, dışlanıyor musun? Daha da fazlası var...

Ağzındaki sakızın, konuşmaya çalışırken kelimeden önce fırlamasına mı takılırsın? Bir de ortamda emir kipiyle konuşanlar var ki onlar başlı başına vasat. "Misin" ekinden bihaberler. İstemenin usulünü, rica etmeyi bilmeyen o kadar çok insan var ki…

"Temizlik imandandır." sözü dinimizin temel direklerinden biri iken neden uyulmuyor? Cebinde bir sakız kağıdını çöp görene kadar dolaştıran insana bakıp bir de "Onun işi ne? Atarım yere, süpürsün." diyenlere bakıyorum ve içimden, "Bu nasıl bir düşünce, nasıl bir vicdan, nasıl bir insan?" diyesim geliyor.

Bunlar, ailede öğrenilmesi gereken kurallar. Bunu düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum. Bütün bunların, çocukluktan itibaren aşılanan davranışlar bütünü olduğunu hepimiz farkındayız sanırım.

"Çocuktur, anlamaz." şeklinde düşünmek tamamen yanlıştır. Çocuk, duyduğunu değil gördüğünü uygular. Aynadır. "Çocuğum, düzgün konuş! O nasıl bir isteyiş?" deyip sonra "Hanımmm, şunu getir!" dersen, o çocuğa emir kipiyle konuşmayı öğretmiş olursun. Rica etmeyi, teşekkür etmeyi asla uygulamaz. Aile içinde eşler birbirine saygılı davranmadığı sürece çocuk da bunu örnek alacaktır ve kendi nesline aynı davranışı yansıtacaktır. Çünkü çocuk, anne babasının karakterini aynalar.

Evlerde öğretilip okulda da devam etmesini istediğim bir derstir: görgü ve nezaket kuralları. Özellikle Japonya'da çocukların 4. sınıfa kadar sınava girmemeleri ve bu süre zarfında görgü kuralları ile karakter gelişimlerinin desteklenmesi ön plandadır. Okul müfredatı, tam anlamıyla Japon kültürünün temel değerlerinin öğretilmesine adanmıştır. Bilgiden önce ahlak gelir.

Nezaket

Bir Japon atasözü der ki:
"Sanatçıyım diyebilmek için ustanı geçeceksin ve kendini geçecek bir öğrenci yetiştireceksin."

Sadece bu söz bile, onlar için bu konunun ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yeter. Her konuda daha iyisini yetiştiren bir nesil...

Bizdeki eğitim ise:
"Oğlummmmm, hadi bir küfret! Hadi bir hareket çek! Hey maşallah paşama, hadi göster pipini!"

Çok şey beklemiyorum insanlıktan. Beklenti insanı yoruyor.
Sadece utanıyorum.
Duydukça utanıyorum.
Gördükçe utanıyorum.

Nasıl yozlaşmış bir toplum olduk… Sadece utanıyorum.
Görgüsüzler utanmıyor. Ben, onlar adına da utanıyorum.

Vaktinizi aldım.
Saygılar.