Ocakların söndüğü, kadınların dul, çocukların yetim kaldığı, fidanların şehit edildiği bir dönemde, içimizdeki eşkiya ve teröristlere karşı 1993 Ekiminde Erzurum halkı tepkisini ortaya koyar.

Birikmiş toplum öfkesinin ne yapacağı belli olmaz. Köyceğiz ilçesinin eski kaymakamı Erzurum valisidir. Valinin yardımına koşar Naim Hoca.

Kimdir bu adam, "Durun" deyince duran Erzurum...

O gün gündeme bomba gibi düşer terzilikten yetişme Vaiz Naim Hoca!

Amerikalılar sorar:

-Ne menem bir adam bu Naim Hoca? Bilgisayara verdik çözemedi, karıştı...

Öyle ya onlar bizim hocaları klasik Yeşilçam filmlerinden izlemişler!.. Bu bilgilerden beslenen Amerikalılar nereden bilecek Naim Hocayı. Tekniklerinin gücü de bilgileri de yetmez. Süper teknolojilerle donanımlı olmak ayrı şey, Naim Hocayı anlamak ve onun gibi değerleri yetiştiren toplumu da...

Sorarlar:

-Ne menem adam bu Naim Hoca?...

Camide vaaz veren Naim Hoca:

-Ey cemaat inancımızda allem gullem yohtur, ona göre haa... der.

Sözümü klasik bir Naim Hoca Vaazı ile bitirmek istiyorum.

Naim Hoca:

-Gözüm cemaat bahın, günahnan sevap neye benzer bilir miseniz?... Yeni çıhmış mahine var ya, banhalara goymişler, gidir para çehirseniz...

Cemaat:

-Hocam onun adı bankamatik.

Naim Hoca:

-O matih var ya, sohirsen para yatirmişsen verir. Yoh yatirmemişsen diyir hi; "Sen ne yatırdın hi, benden isterisen?" Sevap da böyledir. Sevap yaparisen öbür tarafta garşine gelir... Yapmaz isen heç bişileri behleme...

Amerikalılar soruyor:

-Ne menem adamdır ki bu Naim Hoca, bilgisayarlarımız bozuldu...

Ya, Naim Hocaları yetiştiren toplum...?